İyiliği Düşünmek Yapmak Gibi Sevaptır
Geçmiş peygamlerlerden biri zamanında, ortaya çıkan şiddetli bir kıtlık insanları kasıp kavuruyuordu. O kadar ki, bir lokma ekmek bulmak, bir kese altın bulmaktan daha sevindirici oluyordu.
İnsanların çektiği açlık, merhamet sahibi kimselerin yüreklerini parçalıyordu. Böyle bir ortamda yoksul bir derviş, çölde yaptığı bir yolculuk sırasında dağ gibi bir kum yığınına rastladı.
Kum yığınının önünde durup içinden
“Ey Rabbim, ne olurdu şu yığın kumdan oluşacağına undan oluşsaydı da ben onu büyük bir zevk ve cömertlikçe aç insanlara dağıtsaydım” diye geçirdi.
Bunu o kadar samimi olarak düşünmüştü ki, zamanının peygamberine Allah Teala şöyle vahyetti:
“Falan dervişe haber ver ki onun halisane niyeti, gördüğü kum yığını, ona ait bir un yuğını imiş de onu benim rızam için açlara dağıtmış gibi kendisine sevap yazmama vesile olmuştur.”