Aslı öğretmenim, siz gerçekten çok iyi bir insansınız… Bunu söylemek belki bir cümleye sığar, ama hissettirdikleriniz asla sığmaz. Çünkü iyi insan olmak sadece kibar konuşmak, güler yüz göstermek değildir; birinin hayatına dokunmak, onu anlamak, ihtiyaç duyduğu anda yanında olabilmektir. Siz bunu sadece kelimelerle değil, kalbinizle yapan nadir insanlardansınız.
Sizin o sakin duruşunuz, anlayışlı yaklaşımınız, kimseyi kırmadan uyarabilen sesiniz, öğrencilerinize gösterdiğiniz sabır ve sevgi… Bunlar sizi diğerlerinden ayıran en büyük güzelliklerdi. Öğretmenlik sizin için sadece bir meslek değil; insan yetiştirmek, kalplere dokunmak, geleceğe ışık olmak demekti. Ben bunu sizinle öğrendim.
Bazen bir bakışınız yeterdi bizi toparlamaya, bazen bir cümleniz hayatımıza yön vermeye. Kızdığınız zaman bile içimizde kırgınlık değil, “Keşke daha iyi olsaydım” hissi bırakırdınız. Çünkü sizin kızmanız bile sevgidendi, emek verişinizdendi.
Ben o zamanlar anlamasam bile şimdi büyüdükçe daha iyi görüyorum: Siz bize sadece okul bilgisi öğretmediniz, insan olmayı öğrettiniz. Hatalarımıza rağmen bizi sevdiniz, eksiklerimize rağmen bize inandınız. En çok da bize değer verdiniz. Bir insanın değer gördüğünü hissetmesi, onun tüm dünyasını değiştirir. Siz benim dünyamda bunu yaptınız.
Bugün geriye dönüp baktığımda, “Aslı öğretmenim gibisini bir daha görmedim” dememin sebebi bu. Siz samimi, temiz kalpli, içten bir insandınız. Öğrencileriniz sizin için bir yük değil, birer emanet gibiydi. Her birimize ayrı ayrı sığacak bir sevginiz, sabrınız ve merhametiniz vardı.
İyi insan olmak kolay değildir öğretmenim… Ama siz bunu öyle doğal, öyle içten yapıyordunuz ki insan sizi tanıyınca sevgiye daha çok inanıyordu. Siz benim hayatımda iz bırakan, kalbime dokunan, yıllar geçse de unutulmayan bir öğretmen oldunuz.
İyi ki sizi tanıdım.
İyi ki öğrenciniz oldum.
İyi ki yolum sizin kalbinizin güzelliğine dokundu.
Ne kadar zaman geçerse geçsin, sizin yeriniz hep ayrı, hep özel, hep kıymetli olacak öğretmenim.