Kafamdaki sesleri sustururken,
Birden biri fısıldadı soğuk, derinden.
“Seni bu hale sevdiklerin getirmedi mi?” dedi,
Ama odada benden başka kimse yoktu,
Ve ben, kendi mezarımı kazıyordum sessizce.
Bir gülüş kadar kısa sürmüştü huzurum,
Bir ihanet kadar uzun yankılandı içimde.
Sevdiklerim mi?
Yoksa sevdiğimi sandıklarım mıydı cellâdım?
Artık ayırt edemiyorum,
Çünkü hepsi aynı karanlıkta yüzsüzleşti.
Duvarda gölgem bile benden kaçıyor,
Aynalar bakmaya utanıyor yüzüme.
Kendime küfrediyorum bazen
“Bu hale seni sen getirdin” diye.
Ama o ses, o lanet ses,
Her defasında fısıldıyor aynı cümleyi:
“Seni bu hale sevdiklerin getirmedi mi?”
Ve işte o an,
Susmakla delirmek arasındaki çizgide,
Bir sigara yakıyorum kül kadar umursamazca.
İçimde yanıyor ne varsa;
İnsan, en çok sevdiğinden yanıyor çünkü,
Ve ben…
Kendimi en çok sevdim.