Kalbin ahlakına edep denir;
Çünkü insan en büyük imtihanını,
Kimsenin görmediği yerde verir.
Ve orada, karanlığın sessizliğinde
Kendi gölgesine bile hesap vermek zorundadır.
Edep…
Dilin söylemediğini, gönlün haykırışında aramaktır.
Bir bakışın bile yük taşıdığını bilip
Gözünü kirletmemektir kimsenin hakkıyla.
Zira kalp, incittiği her canın izini taşır
Ve insan, en çok kendi içindeki yargıçtan kaçar.
Edep…
Bir aynaya bakar gibi bakmaktır aleme;
Önce kendini temizlemeden
Hiçbir sureti berrak göremeyeceğini anlamaktır.
Kötülük sana ulaştığında dahi
Onu taşımamak, ondan bir ev yapmamak,
İçinde kötülüğe yer açmamaktır.
Edep…
Sözün ateş olduğu yerde susmayı bilmektir.
Susmak bazen zayıflık değil,
Kendine hâkim olmanın en yüksek mertebesidir.
Çünkü bilirsin ki,
Hakikat bağırarak değil,
Temiz bir kalpte kök salarak büyür.
Edep…
Kimse yokken bile doğruluğu seçmektir.
Bu dünyanın terazisi bozuk olsa da
Hakkın terazisi içimizde saklıdır;
Ve kalp, kendi tartısında
Kimi ağır kimi hafif kalır.
Kalbin ahlakına edep denir;
İnsan ne kadar çok susarsa,
O kadar derinleşir;
Ne kadar derinleşirse,
O kadar incelir;
Ne kadar incelirse,
O kadar insana benzer.