Kanık.
İçimden söylesem olacaktı.
Ben ağzımdan kaçırdım gönlümde olanı.
Kanık.
Ses tellerin kulaklarımda ekmek sırası.
Beni de kat inanmışlığına.
Yüzünün bana bakmayan yanı ,
Kelimelerin taksiminde dinlendi biraz.
Zil zurna yanıldım yazgıma.
Vazgeçmeyecek oluşumda
Çatık kaşlı bir sapak.
Gitme.
Sabır duvarları göğsüme vurur.
Yanağında yanar avcum.
Avcumdan imlası bozuk bir şiir bakar.
Hep içeri doğru kapanır kapın.
Kanık.
Gönlümün delil gibi duran kenarı.
Hiç çiğ görmemiş toprağım.
İnanmışlığın sabrımla buluşsun izin ver.
Tüyünü boşaltıp hatrını koyalım bu yastığın.
Birileri bulutları kırbaçlasın yine.
Bu göğ dedikleri de pek ıslak.
Bu kez ben sana kanacağım.
Göğsümde ,
Yumruk kadar et parçasının içinde,
Buzu çözülmüş acı bir his.
Feri rendelenmiş gözlerim.
Ağır geliyor kapaklarına.
Epeydir seni görmedim.
Kanık.
İhtimaller ve ihtilallerden peydahım.
Bük bileğimi.
Adını delirdim yedi kez.
Kadife bir kadın kuytusu
sandım seni.
Gelişi güzel sarıldım.
Affet.