Acıyan düşünceler, çifte kavrulmuş hatalar, savrulmuş umutlar... Neşet Baba ne güzel söylemiş:''Kendim ettim, kendim buldum. Gül gibi sararıp soldum. Eyvah! ''İşte ben de bu hatayı yapmakla kendime ettim. Kendimi nadide bir çiçek mi sandım? Bozuk bir saat gibi zembereği eğilmiş dilimin söylediği o söze tutsak kaldım. Kendi canımı kendim yaktım. Ne garezim vardı kendime? Kader mi desem? Çekilecek acım mı varmış desem?
Sebepsiz acılar içindeyken şunu anladım:Birbirine benzeyen günler kadar ıstırap verici bir durum daha yok. Amaçsız, ruhsuz, kapkara ,huzursuz düşünceler,sevmekten bitap düşmüş aşk acısı çeken,asla senin olmayacak bir aşkın peşinden koşan bir kalp ile sanıyor muyum ki yaşıyorum. Bir düzlem arıyorum kendime bir formül üretmeye çalışıyorum ve şunda karar kılıyorum: Ölmeliyim.