Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Kim Olduğunu Biliyor Musun? - Sözümoki
13 Haziran 2020, Cumartesi 17:44 · 543 Okunma

Kim Olduğunu Biliyor Musun?

Bugün bir baba kız geldi çalıştığım markete. Çocuklar için gelmiş bir bisiklet vardı. Bana onu almak istiyordu kızına. Kız da beğenmedi ve istemedi bisikleti. Rengini beğenmediğini söyledi hatta biz de güzel olduğuna ikna etmeye çalıştık. Çocuk ne de olsa mızmızlık yapıyor diye düşündük. Burada kadar çok normal değil mi? Kızını düşünen onun için uğraşan bir baba. Asıl hikaye burada başlıyor. Kız istemiyorum diye saatlerce ağladı. Babası ısrarla ikna etmek için uğraştı. En son işimi bırakıp kızın yanına gidip konuştum. Neden istemediğini ve neden bu kadar tepki gösterdiğini sordum. Başta sadece rengini beğenmediğini düşünüyorduk. Oysa kızla konuşunca durumun ne kadar farklı olduğunu, babasının kendi isteklerini kıza nasıl dayattığını gördüm. Uzaktan görünen mızmızlık yapıp ağlayan bir kız ve onunla sabırla konuşan bir baba. Ama işin aslı kendi karakteri kendi istekleri elinden alınmış bir çocuk oynayacağı oyunda giyinecegi kıyafette, kullanacağı eşyalarda bile kendi istediğini dayatan ve devamlı çocuğunu manipüle eden çocuğa aslında kim olduğunu ve istediğini unutturan bir baba. Aslında bilindik bir hikaye. Az çok herkesin yaşadığı şey. Günümüzde ne istediğini bilmeyen sırf ailesi istedi diye o bölümü okuyan ya da ailesinin istediği işte çalışan gerçekten neyle mutlu olduğunu bilmeyen, içindeki kişiliği tanımayan ve içine sıkıştırıldığı hayattan hep mutsuz olan gençlerden daha çok ne var etrafımızda.
Bugün yaşadığım bunun çok somut bir örneğiydi. Bu şekilde küçüklükten başlıyor hepsi. Önce ne ile oynayacağımıza karar veriyor. Neyi sevdiğimize, zamanla kim olduğumuza, çalışacağımız işe... Ve daha bir çoğuna. Bu şekilde kendi hayatımıza bir seyirci olmamızı sağlıyorlar. Küçüklüğümüz de biz de çok yaşadık. Anne babamız bizim yerimize karar verip bu kıyafeti alalım, bu oyuncağı alalım diyorlardı bize fikrimizi sormadan. Biz de sesimizi çıkarmaz istemeden alırdık. Bu çok sessiz, çok masum bir baskıdır aslında. Hatta baskı bile sayılmaz. Çünkü biz sesimizi çıkarmaz büyüklerimizin söylediğini doğru kabul eder ve gerçekten ne istediğimizi düşünmezdik. Zamanla bu bütün hayatımızı kapsardı. Bu durumda rolün büyüğü bize düşüyor. Ama benim tanık olduğum olay bunun daha ötesinde ve daha korkunç haliydi. Kız bağıra bağıra istemediğini söylüyordu. Ağlayarak istemediğini babasının hep kendi isteklerini dayattığını haykırıyordu. Kız o kadar kötü bir duruma gelmişti ki arkadaşlarıyla arasının bozuk olmasını bile buna bağlıyordu. Hep babasının istediklerini aldığı için arkadaşlarının onu dışlandığını düşünüyordu. Çocuklar arasındaki bu dışlanma olayı da ayrı sorun zaten. Hiçbir çocuk nefretle doğmaz. Onlara nefreti, kendinden olmayanı ötekileştirmeyi biz öğretiyoruz.
Her neyse işin sonuna gelirsek yine inatçı (baskıcı) baba kazandı ve bisiklet alındı. Kızın fikrini değiştiren şey ise babasıyla kavga etmem oldu. Bütün baskılara rağmen fikrinden vazgeçmeyen ısrarla istemediğini söyleyen kız iş kavgaya dönünce "tamam baba kavga etme kimseye bulaşma alalım" dedi. Öyle ya da böyle yine babası kazanmıştı. Kız yine babasının istediğini kabullenmek zorunda kalmıştı. Kendine yapılan hiçbir zorbalık umrunda değildi başkasını korumak adına kabullenmişti. Çevremde ki herkes seni ilgilendirmez sen işine bak dedi. Ama ilgilendirir hem de sonuna kadar ilgilendirir. Dünya her şeye bizi ilgilendirmez dediğimiz için korkunç bir yere dönüştü. Basit bir şey gibi görüp önlerine dönüyorlar ama kimse o kızın bu dayatmalardan nasıl etkilendiğini, psikolojisini nasıl bozduğunu, kişiliğini nasıl etkilediğini bilmiyor. Oysa dünyamızı bu çocuklara bırakıyoruz ve şu an korkunç şeyler yapan insanlar zamanında böyle basit gibi görünen şeylerle psikolojisi bozulmuş çocuklardan oluşuyor. Önemsenmeyen, düşüncelerini söyleyemeyen, bastırılmış, kim olduğunu bilmeyen, kimliğini bulma ya da yaşadığı sorunları atlatma çabası içinde olan çocuklar...
Halbuki çocuklarımıza yapmamız gereken en önemli şey kim olduklarını bulmalarına yardımcı olmak. Kim olduğunu, ne istediğini bilmeyen insan hayatı boyunca mutsuz olmaya mahkûmdur. Günümüzde şiddete meyleden, kötü şeyler yapan psikopat olarak gördüğümüz birçok insanın bile asıl sorunu bu. Bastırılmış, önemsenmemiş, düşünceleri, istekleri dikkate alınmamış ve büyüyünce ne istediğini bilemeyen kimlik karmaşası yaşayan, birey olmaya, var olmaya çalışan bir insan haline gelmiş. Herkesin bu gibi durumlarda verdiği tepki farklı tabii. Kimi tamamen diğerlerinin istediği gibi biri olup onların istediği gibi yaşıyor, kimi kendini kanıtlamaya, kim olduğunu bulmak için savaşmaya çalışıyor, kimi ise şiddete başvuruyor kendini kanıtlamak için. Çünkü şimdiye kadar kimse onu dinlememiş, kimse dikkate almamış o da bu şekilde var olmaya çalışıyor.
Biliyorum abartıyor diyeceksiniz ama abartmıyorum. Yaşantımıza en çok etki eden şeyler basit gibi görünen ufak şeylerdir. Yıllar önce okuduğum bir yazarın dediği gibi hayatımızı büyük olaylar etkilemez sıradan günlük şeyler şekillendirir. Tıpkı zamanla kayaları aşındırıp küçük taşlara çeviren dalgalar gibi, her gün yaşadığımiz sıradan olaylar da aslında kim olduğumuzu belirler.
Ama ne olursa olsun o kız çok değerli benim için. Çünkü cesur. Küçücük bir kız olmasına rağmen savaşıyor babasıyla. Haykırıyor isteklerini hatta kim olduğunu. Babasının baskısını da manipülasyonunu da kabul etmiyor. Oysa günümüzde çoğu insan buna cesaret edemiyor. Yaşları büyük olmasına rağmen ne istediklerini söylemeye cesaret edemeyip toplumun biçtiği hayatı yaşıyor çoğu insan. Hep doğru olanı yapan hep başkalarının istediği gibi yaşayan insanları asla tanımadığımı düşünürüm ben. Çünkü sen sana söyleneni yapıyorsun kendi istediğini değil. O zaman sen kimsin biz nereden bileceğiz. Sonra hiç beklemediğimiz şeyler yapınca bunu nasıl yapar onu hiç tanıyamamışım diyoruz. Tanıyamazsın tabi. Seçme fırsatı sunmamışsın ki o insana. Gerçekten kim olduğunu görmek istememişsin ki. Çünkü gerçek kişiliğimiz seçim yapmamız gerektiğinde ortaya çıkar.
Kim olduğumuzu anlayacak kendimizle yüzleşecek cesareti bulmanız dileğiyle....

2 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Iğdır ili hakkında neler düşünüyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.