Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Kiralık Kalemler Çağında Kaybolan Şiraze - Sözümoki
29 Aralık 2025, Pazartesi 15:55 · 5 Okunma

Kiralık Kalemler Çağında Kaybolan Şiraze



Zamanında padişahların bile karşısında titrediği alimler tutardı o kalemi. Sarayın altın varaklı duvarları önünde, tahtın ihtişamı karşısında dimdik dururlardı. Kelle giderdi ama yanlışa yanlış derlerdi. Hakikat, ipekten kaftanlardan daha değerlidir onlar için. Mürekkep, kanlarından kıymetli değildi; çünkü yazdıkları her harf, bir insanlık antlaşmasıydı.

Kalem kiralık olunca, ilk sessizliğe mahkûm olur mürekkebi. O ince uç ki, daha dün bir dervişin elinde ilahi hakikatleri nakşediyordu, bugün parayla satın alınan yalanların kâtipliğine soyunur. Hesap tutmaz artık - rakamlar bile satılıktır. Adalet kelimesi dilinde yabancı bir sözcüğe dönüşür, telaffuz ederken dudağı yakar.

Devir değişti.

Hatasız, kabahatsiz, peygamberlerden bile masum yöneticiler çıktı ortaya. Tarih, satır aralarına sıkıştırılmış övgülerle yeniden yazılıyor. Gerçek alimler bilirdi: En büyük hata, hatasız olma iddiasıydı. En tehlikeli yanılgı, yanlış yapmayacağını sanmaktı.

Kalem kiralık olunca, gölgesi bile eğilir. Kâğıda değdiği her nokta, bir vicdan çatlağıdır. Yanlış, doğrunun kılığına bürünür; çirkin, güzelin makyajıyla süslenir. Her söze "evet" der, itiraz etmeyi unutmuştur, çünkü efendisinin elinde titreşen bir araçtan farksızdır.

Kiralık kalemlerin yazdığı tarihte, sultanlar hata yapmaz, her karar isabetli, her söz hikmettir. Eleştiri nankörlük, sorgulama ihanettir. Gerçek, arşivlerin tozlu raflarında unutulmaya yüz tutmuş bir efsanedir artık.

Ne acıdır ki, kalem de bilir bu ihaneti. Geceleri, mürekkep damlaları gözyaşına dönüşür kâğıtta. Bir zamanlar şiirler yazdığını, hakikatin savunucusu olduğunu, padişahları titreten o alimlerin elinde nasıl bir kılıca dönüştüğünü hatırlar. Şimdi ise, satılık cümlelerin taşıyıcısıdır.

Kalem kiralık olunca, her şeyin şirazesi kaydı.

Şiraze ki, kitabın sayfalarını bir arada tutan o ince iplik. Kopunca, sayfalar dağılır, anlam kaybolur, düzen kaosa dönüşür. Hakikatle yalan, doğruyla yanlış, erdemle riya birbirine karışır. Toplumun vicdanı, ciltlenmemiş bir kitap gibi dağılır rüzgâra.

Ve insan? Kalemi kiralayan insan, aslında kendi vicdanını kiraya vermiştir. Uşaklık, yalnızca eğilen sırtlarda değil, bükülen kelimelerde de saklıdır. Gerçeğe ihanet eden her cümle, ruhu zincire vuran bir prangadır.

Zamanın alimleri, kalemi bir ayna gibi kullanırdı - insana ve iktidara kendini gösteren bir ayna. Kiralık kalemler ise, bir sis perdesidir artık. Gerçeği örten, çirkinliği güzelleştiren, yanlışı meşrulaştıran bir sis.

Bir gün gelir, o kalem kırılır belki. Ya da mürekkebi biter. Ama asla unutmayacaktır, satılık olduğu günleri. Çünkü kalemin en büyük trajedisi, sahibinin sesi olmaktır gerçeği söylemekten korkan.

Kaybolan şiraze yeniden bulunabilir mi? Belki de ilk adım, kalemi kiralık olmaktan kurtarmaktır. Belki de yeniden, padişahları titreten o alimlerin cesaretini kuşanmak gerekir. Çünkü gerçek kalem, hiçbir kiralığa sığmaz. O, yalnızca hakikatin hizmetkârı olarak özgürdür.

Ve unutulmasın: Tarih, kiralık kalemlerin yazdıklarını değil, dimdik duranların sessiz çığlıklarını hatırlayacaktır.

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
"Torpil" ile "Referans" arasındaki çizgi sence nerede başlar, nerede biter?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.