Züleyha Yusuf'a mektup yazmaya başladığında "Yusuf" diye başlamış "Yusuf" diye bitirmiş. Görmüş ki hitap dan öteye geçiş yok. Anlamış ki Aşk'ın namesinde Yusuf tan öte bir kelem de yok yazıda.
Peki ya ben elif ?
Seni döküyorum aylardır sayfalara, seni anlatıyorum, anlatıyorum aşk nedir bilmez insanlara.
Peki ya söyler misin elifim ?
Senin gibi temiz, senin gibi ebebli, ahlâklı hafız birini buncasına uzun yazılarla sayfalara dökmeme gerek varmı?
O koskoca beyaz sayfaya sadece koca bir "Elif" yazsam herseyi anlatmış olmazmıyım?
Elifimm,
Meâlimm,
Hafızemm,
Seni bekliyorum senii!
Her günüm senle geçiyor her kötü zamanımda seni aklıma getiriyorum sana anlatıyorum derdimi seninle çözüm buluyorum seninle ilerliyorum bunca sına inişli çıkışlı yolları. Öyle yakınsın ki bana, üflesen nefesini hisseder gibiyim.
Hatum diyeceğim sana?
Helalim diyeceğim. Sevap kazanacağım seni severek, sana değer vererek. Seninle başlayan bu yolculuğuma seninle son vereceğim..
Kısa bir şiir;
Seni seviyorum...