Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Kıymetli dost, bugün bayağı uzun geçti. Günün sonunda kuşl - Sözümoki
19 Ağustos 2019, Pazartesi 23:49 · 31 Okunma
Kıymetli dost, bugün bayağı uzun geçti. Günün sonunda kuşlara yem verecektim. Bir buçuk aydır her caminin önünden geçtiğimde bir şeyler çıkardım kendime. Bazen ortam müsait değildi, bazen büyüdün dedim bazen de hava kararmak üzereydi yani sürekli bir şeyler çıktı anlayacağın. Bugün onları izleyecektim ki yem satan amca yoktu yerinde. Hem de caminin önünde kimseler yoktu, aslında tam zanıydı. Sorun değil, yarın dönerken inşallah uğrarım. Ancak kıymetli dost, hayatta bazı şeylere geç kalmak kuşlara yem atmaya benzemez öyle değil mi? Bazı geç kalmışlıklar derinden üzer insanı. Hem onların bir yarını da yoktur, gün batmıştır ve bir daha aynı şekliyle doğmayacaktır. Batacağı vakit güneşe dönüp helallik dilemek istiyorum. Sen görevini yaptın ancak ben bir karışlık yer aydınlatamadım şu çağda diyorum içimden. Caddelerin olağanca aydınlık, ancak yüreklerin olağanüstü karanlık olduğu şu çağda bir kibritlik ışık saçamadık etrafıma. Geçenlerde sana 'canını sıkma, yarın bambaşka bir güneş doğacak' demiştim de Ayşenur milyon senedir aynı güneş doğuyor demiştin. Burda mesele senin klasik negatif duruşun değil, güneşin milyon yıldır dünyayı aydınlatıyor olması. Kıymetli dost, milyon yıldır bizi aydınlatmak için yanıyor bu güneş. Biz de her gün aynı güneş doğuyor deyip hafife alıyoruz. Ya da benim gibi dolunaya vuruluyoruz inceden inceye. Güneşe yazmak hiç aklıma gelmedi. Halbuki sabahları güneşin penceremden doğuşunu ve pembe kubbemde kuşları izlemeyi çok severim. Ama ay hiç görünmez penceremden, hiç hatırlamıyorum. İnsan gözünün önündekilere kör olurmuş ya, galiba biraz öyle. Her sabah kitabıma yansıyan, doğarken camımdan suratıma yansıyıp uyanmamışsam beni uyandıran güneş yerine, gece bir lahzâ hayran olduğum dolunaya vuruluyorum. Şimdi gökyüzü siyahlara bürünmüş, üzerinde minik minik beyaz noktalar var. Yusuf gibi tarif ettim. Böyle dediği zaman ablacım onlar nokta değil yıldız demiştim. O da bu senin çizdiklerine benzemiyor demişti. İlerde görünce hayal kırıklığı yaşamasın diye kalbimizinde çizdiğim gibi olmadığını gösterdim ona. Bence seninki böyledir dedi. Senin kalbin kanlı değildir, böyle domates gibidir, çok güzeldir. Uzun süre kalbimi neden domatese benzettiğini düşündüm, bir cevap bulamadım. Bazen aklım ermiyor Yusuf'a. Bugün geldiğimde yanıma oturup bileklerime baktı. Önce saatimi inceliyor sandım. Sonra kelepçe izi yok dedi, çok şaşırdım. Annemle telefonla konuşurken duymuş. Arka sokaklardaki gibi senide camın arkasından izlemişlerdir, tek kaldım diye yüzünü açmasaydın dedi. Yok öyle bir şey dedim, benim için endişelenmiş. Annemin verdiği bir liraya iki küçük cips almış beni beklemiş. Oturduk balkonda. Sen miniminnacık şeylere niye seviniyorsun ki dedi. Cüzdanındaki parayla bundan birsürü alırsın. Meselenin cips olmadığını anlattım. Onun için elli kuruşluk cipsin büyük bir sürpriz olması lazım aslında. Çünkü günlük bir lira kotası var. Gerçi çoğu zaman benle Zeynep de veriyoruz ama annem kızıyor. Neyse, Yusuf'u o gün konuştuğumuz zaman arkadan gelen sesinden daha da iyi tanımışsındır. Artık emekli muhtar diyemiyorum çünkü çok zayıfladı. Görsen çok şaşırırsın. Bir ayda o göbeğini nasıl eritti bilmiyorum ama annem sen diye diye nazar ettin oğlumu diyor. Her sabah tartıya çıkıyordu galiba gerçekten ben yapmış olabilirim. Yusuf artık ranzanın ikinci katında uyuyabilrsin yuvarlamazsın diyorum, gülüyorum. Mesele hoca olmak değilmiş diyor anneme. Laflara bak. İnsanların fiziksel özellikleriyle dalga geçilmezmiş, hayat bilgisi dersinde söylemiş öğretmenleri. Keşke hayat bilgisi dersinde öğrendiklerimiz yetse hayatı anlamaya. Keşke kuşların akşam olunca nereye sığındıklarını da anlatsalardı, hâlâ bilmiyorum. Her sabah heykelinin önünde sıraya dizildiğimiz celladı da anlatsalardı. Harf inkılabını, şapka kanunu, kılık kıyafet özgürlüğünüde anlatsalardı. Neyse. Buralara gelmek hiç aklımda yoktu aslında. Yazınca silmedim. Ali'ye Yusuf'u yatağına götürür müsün demiştim. Çocuğa ayakkabılarını giy köye gidiyoruz demiş. Uyku sersemliğiyle merdivenden aldı babam. Aliyi yakalasaydı merdivene koyacaktı ama çoktan kaçmıştı yatağına. Çok da kötü bir kapanış olmadı bence :) yüzün gülmüştür belki. Yüzün her daim gülsün kıymetli dost. Yüreğin esen kalsın. Yarın bizim için yanacak güneş yüreğimizi aydınlatsın.


19.08.2019
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
En son neren morardı, neden?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.