İlk bakışta gördüm seni. Aşık oldum o anda. Sardın ruhumun dört bir yanını. Tıpkı bir parfümün notası gibiydin. Bergamot hafif kalırdı teninin keskin kokusu karşısında. Gerdanını ilk içime çektiğimde anlamıştım vazgeçilmez olduğunu. Tazecik masumdun. Ön yargıları olmayan, içi saf iyilikle dolu. Gülen gözlerinin içinde aşk vardı. Sanki ağlayacakmış gibi sulanırdı bazen. Sonra izin verdin elini tutmama. Hamlıktan çıkıp beraber olgunlaşmaya. Sevmeyi öğrettin bana. Ben ise sana aşık olmaya devam ettim. Çünkü sen bekledikçe daha da güzelleştin. Kokun bir tarçın esintisi gibi zaman geçtikçe tüm zarafetiyle yayılıyordu ruhuma. Sadece sende olan, emsalsiz kalp notan bağlıyordu beni kendine. Aşkı birlikte deneyimliyor, demleniyorduk keyfince.
Yıllar geçiyor, ama biz vazgeçmiyorduk birbirimizden. Bir sedir ağacının gölgesinde yaşlanıyorduk. Yarısını unuttuğumuz yaşanmışlıkları anlatıyorduk birbirimize. Üzeri buruşmuş ellerimizin içi hâlâ ilk günkü gibi sıcacıktı. Bir parfümün dip notasıydın artık benim ihtiyar gözümde. Vanilyamsı sıcak o tatlı kokun, hiç silinmeyecek, daimi taze olarak kalacaktı belleğimde.
Gözde der ki; Her kadının kendine has bir kokusu vardır. Gençliği üst nota, olgunluğu kalp notası ve yaşlılığı en dip notadır. Kadını vazgeçilmez ve unutulmaz yapan ise; onu kokusundan bir ömür boyu tanıyacak ve anlayacak olan dogru insanı bulmasından geçer.;) bu da benim size dip notam, pardon dip notum olsun :)