Neyi fark ettim biliyor musun?
Acıtmayan bir cümle gibi duruyor belki,
Ama içimde yankısı dağları devirdi:
Sen, beni kaybetmekten korkacak kadar sevmedin.
Ben elimde kalan son güzel yanımla seni tuttum,
Kırılgan bir umutla, titreyen bir sabırla…
Sen ise hep gitmeye hazırdın,
Ne bir telaş vardı gözlerinde,
Ne de kalbinde “ya kaybedersem” korkusu.
Ben seni bir ömür taşıyacak kadar büyüttüm içimde,
Sen beni bir adım ileri götürmeye değmez sandın.
Korkmadın…
Çünkü kıymet bilmek için önce kalbin dolu olmalıydı,
Seninkinde bana ayıracak bir yer yokmuş meğer.
Şimdi geriye dönüp bakıyorum;
Ben hep “biz” diye konuşmuşum,
Sen hep “ben” diye yaşamışsın.
Ve ben, en çok buna üzülmüşüm.
Ama öğrendim…
Bir insanın seni kaybetmekten korkmaması
Sana değmediğini göstermez,
Sadece onun sevmeyi bilmediğini gösterir.
Bu yüzden artık içim rahat,
Sen beni kaybetmekten korkacak kadar sevmedin,
Ama ben…
Kendimi sevmeyi yeniden öğrenecek kadar güçlüyüm.