KÜÇÜK LİMON AĞACI

Bahar hemşire yeni tayin olduğu şirin ilçede, bahçeli küçük bir eve yerleşmişti. Bahçesi küçük ve bakımsızdı. Babasının memleketten gönderdiği iki #limon fidanını vakit kaybetmeden, bahçenin en uygun yerine kendi elleriyle dikti. Büyüyüp yeşermesi dileğiyle sevgiyle suladı.
Gel zaman git zaman baharın ilk belirtileriyle birlikte limon ağaçları büyümeye, filizlenmeye başlamıştı fakat, limon ağaçlarından birisi, daha kısa, daha cılızdı. Küçük kalan limon ağacından ümidi kesen Bahar Hemşire, onunla daha az ilgileniyor, daha az suluyordu. Asıl emeği ve ilgiyi büyük limon ağacına gösteriyor; bol bol suluyor, gübreliyordu. Bu duruma küçük limon ağacı içerlemiyor da değildi hani.
Tabi büyük limon ağacı da boş durur mu? Böbürleniyor ve küçük limon ağacıyla dalga geçiyor, onu küçümsüyordu.
Bir gün kuvvetli bir rüzgar esti ve uzak dağların eteklerinden, mis gibi çiçeklerin tohumları bu rüzgara karşı koyamayıp Bahar Hemşire’nin bahçesine, limon ağaçlarının dibine savrulup düşüverdiler. Toprağa tutunup, filizlenmek ve çiçek açabilmek için izin istediler limon ağaçlarından. Büyük limon ağacı tabi ki kabul etmedi, gölgesinde yer vermedi bu çaresiz tohumlara. Suyunu onlarla paylaşmak istemedi. Kuruyup ölmekten korkuyordu. Sonra rengarenk çiçek açmalarından ve bahar gelince kendisinin açacağı beyaz çiçeklerinin, onların yanında sönük kalmasından da çekiniyordu. En güzel ve gösterişli o olmalıydı çünkü.
Ancak küçük limon ağacı, pek bir üzüldü bu duruma. Büyük ağacın suyunu paylaşmak istememesini de anlayamamıştı. Çünkü onlara can verenin, hayatta kalmaları için gereken suyu da vereceğinden hiç şüphesi yoktu.
- Gelin, benim yamacıma dedi minik tohumlara. Sohbet eder, arkadaş oluruz. Yalnızlıktan kurtuluruz, ben çok mutlu olurum burada sizinle toprağımı paylaşmaktan.
Büyük ağacın hiç hoşuna gitmemişti tabi ki bu durum.
- Rengarenk çiçekli, mis kokulu güzel bir bahçemiz olacak. Şu minicik çiçeklerden hiç kötülük gelir mi? Güzellikten güzellik doğar, dedi küçük limon ağacı.
Kısa sürede, küçük limon ağacının yamacında filizlenen tohumlar rengarenk çiçekler açmış, mis gibi kokularını etrafa yaymaya başlamıştı bile. Bu mis kokuyu duyan Bahar Hemşire, cennete dönmüş bahçesini görünce hayretler içerisinde kaldı. Mutluluktan havalara uçmuş, neşeli neşeli şarkılar söylerken bir taraftan da dans ediyordu.
Artık sabahları bahçesini sulamak için daha erken kalkıyor, küçük limon ağacını ve etrafındaki rengarenk çiçekleri bol bol suluyordu. Bu sulardan daha çok içen küçük limon ağacı da günden güne uzamaya ve büyümeye başlamıştı.
Dostlarıyla sevgi ve mutluluk içinde baharı geçiren, küçük limon ağacı, ertesi bahara kavuştuklarında, artık o bahçenin en görkemli limon ağacı haline gelmişti. Mis gibi kokusuyla, dallarından eksik olmayan kuşlar ve kelebeklerle de çok güzel dostluk kurmuştu.
Suyunu bile paylaşmak istemeyen komşu ağaç ise, zaman içinde yalnız kalmış ve kıskançlıktan için için kuruyup, küçücük kalmıştı.

#wattpad #tumblr #blog #roman #öykü #şiir #kıssadanhisse #şair #yazar #blog #blogger #günlük #öykü #hikaye #şiir #yazar #kitap #kitapyaz #yazılarınkitapoluyor #limonagacı #bahçe #sevgi #su #ilgi #dost #mutluluk #bahar #görkemli #ağaç #paylaşmak