MEHMED KIRKINCI'DAN DÜŞÜNDÜREN VECİZELER
1) "Kayısı çekirdeğinde bir kabiliyet vardır. Bu kabiliyet iyi işlenirse o çekirdek bir kayısı ağacı olabilir. Fakat ne kadar çalışılırsa çalışılsın, kayısı çekirdeğini ceviz ağacı yapmak mümkün değildir.
Buna karşılık insan, irade-i cüz'iyesiyle kendisini her çeşit ağaç yapabiliyor."
2) "İnsan kendisini netice itibariyle isterse Cennet, isterse Cehennem ağacı yapabildiği gibi, dünyada da bir insan kendi iradesiyle fazilet ağacı olabileceği gibi, rezalet ağacı da olabiliyor.
Dünyevî ilimler itibariyle de isterse doktor, isterse mühendis, isterse kimyager olabilir. Misâlleri çoğaltmak mümkündür."
3) "Cesed, bir cihette ruhun elbisesi, diğer bir cihette de evi mesabesindedir, bir kimse fevkalade güzel elbiseler giymesine rağmen kendisi çirkin olsa, o kimseye çirkin hükmü verilir. Elbisenin güzelliği onu güzel etmez. Veya bir kimse evine fevkalade ihtimam gösterip her köşesini tezyin ettiği halde, kendi temizliğine hiç dikkat etmezse, bu adama da pis hükmü verilecektir. Evinin temizliği onu temiz etmez.
İşte, sadece bedeniyle alâkadar olup, ruhuna hiç ehemmiyet vermeyen veya onu ikinci plana atan kimselerin hali bu misâllere benzer."
4) "Deverin dili bizim dilimizden çok daha büyük olduğu halde konuşamıyor. Demek ki dil başka, konuşma başkadır."
5) "İnsan, dünyaya geldiği zaman anne kucağında iki memeyi kendisi için hazır bulduğu gibi, dünya hayatında da nebatat ve hayvanat denilen diğer iki memeyi, hazır bulmuştur. Bu iki memeyi hayatının sonuna kadar emmekte ve böylece nazła beslenmektedir.
Elbette bu şefkat ve ihtimama isyan ve küfürle mukabele eden bir insan, layık olduğu cezayı görecektir."
6) "Bir kimyager büyük bir ihtimam ve çalışma sonucu her yaprağı on milyon lira kıymetinde olan gayet güzel ve eşsiz çiçekler yapsa ve sonra bunları adi bir saman çöpüymüş gibi keçilere yedirse ne kadar abes olur. O halde, her bir azası on milyarla değişilmeyecek kadar kıymetli olan bu insanları, elbette ki Hakîm-i Zülkemâl olan Allah (C.C.), sadece ve sadece toprak altındaki kurt ve böceklere yedirmek için yaratmamıştır.
İşte ahiret olmasa, insanın akıbeti bu tarzda olur."
7) "Arının yaptığı işi yüzlerce fen adamı yapamadığı halde, odamızdan içeriye bir arının girmesi halinde ona ne hürmet gösteriyor ve ne de ayağa kalkıyoruz.
8) Bal yapmak arıyı hayvanlıktan kurtaramadığı gibi, manevi-yatı unutarak sadece dünyevî bir meslekte terakki etmek de bir kimsenin insanîyetini tekamül ettirmemektedir."
9) "Topkapı Sarayı'nı her gün binlerce insan ziyaret etmektedir. Bir tek gün olsun, bu sarayın kapısından içeriye bir devenin girdiği ve boynunu uzatarak antika eserleri temaşa ettiği görülmemiştir. Zira deve, antika eserlerden anlamaz. Onun anlaşacağı şey, Topkapı Sarayı'nın bahçesinde otlamaktır."
10) "İnsandaki zahirî ve bâtını duygulardan her biri dünyadan daha kıymettardır. İnsan ne görmesini, ne işitmesini, ne aklını, ne hafızasını ve ne de sevgi, korku gibi, herhangi bir hissini dünya saltanatı ile değişmez.
Herbiri, dünyadan çok daha kıymettar olan bu cihazatın tamamını, dünyanın cüz'î bir meselesine nasıl sarfediyoruz? Yukarıda bahsettiğimiz cihazattan biri olan akıl, Cennetten de kıymetlidir. Akılsız bir kimseyi Cennete koysanız ne derece istifade edebilir.
Şu hale göre, her bir cihazat-ı insaniye, insanın sırf bu dünya için yaratılmış olmadığına ve onun esas vazifesinin nzâ-i İlâhiye'yi tahsil ve irfan meydanında terakki etmek olduğuna birer şahittir."
11) "Zulüm, başkasının hak ve hukukuna tecavüz etmek demek-Malikü'l-mülk-i Zülcelâl zulümden münezzehtir. Zira, mülk umumen O'nundur."
"NÜKTELER" İSİMLİ KİTAPTAN ALINTIDIR | MEHMED KIRKINCI