mis gibi kokan toprak bizi bu denli davetkar çağırırken , nasıl oluyor da ölümden bu denli korkuyoruz. Zannımca ölmek değil bizi korkutan. Veremeyeceğimiz hesaplardan korkuyoruz; boşa geçirdiğimiz vakitlerden, kulluğumuzu unuttuğumuz vakitlerden, hiç gitmeyecekmiş gibi bütün enerjimizi dünyalık işlere harcayışımızdan korkuyoruz. Yoksa nasıl desem, insan geldiği yere dönmeyi nasıl istemez ki, memleket gibi, dönüp dolaşıp geldiğimiz ana kucağı gibi...