Müşkule tabi, zulüm…
Ruhumun derinliklerinde yankılanan sessiz bir çığlık.
Gözlerimde biriken yaşlar,
Her biri geçmişin kırık taşlarından düşen inci gibi.
Zaman ağır yürür,
Ama gönül bilir, her acı bir öğreti,
Her hüzün bir derin nefes, her gözyaşı bir dua.
Müşkule tabi, zulüm…
Kalbimde saklı kırık hayaller,
Karanlık gecelerde yıldızlara sorar sorularını.
“Niçin bu yük?” der,
Ve rüzgâr cevap verir sessizce:
“Sabret, çünkü her zulüm sonunda bir hikmet taşır.”
Gözlerim dalar, geçmişin gölgesine,
Her yara, her ihanet bir harita gibi yüzümde.
Ama bilirim, her acı geçicidir,
Ve her fırtına sonunda durulur.
Kalbim sabırla yoğrulur,
Her zulüm bir sınav, her gözyaşı bir temizlik.
Müşkule tabi, zulüm…
Dua ederim sessizce gecelere,
“Rabbim, kalbimi sağlam tut, yolumu aydınlat.”
Çünkü zulüm bile bir öğretmendir,
Bizi kırmaz, biçimlendirir;
Karanlık geceler, ışığı daha berrak gösterir.
Ve ben yürürüm, kırık ama dimdik,
Ruhumun atlası, acılarla çizilmiş,
Her adım bir ibret, her nefes bir teslimiyet.
Müşkule tabi, zulüm…
Ama Rabbim yeter bana,
Ve içimde sessiz bir fırtına,
Sonunda huzura dönüşür.