Çok uzaklardan gelen esinti, yakınsın benim tenimdeki hoş esintisizliğine rağmen.
Yaralardan oluşan tenimin izlerine çarpıyorsun.
Kanatlarımdan oluşan izlerine çarpıyorsun.
Ortasından geçen nehirlerin izlerine çarpıyorsun.
Kurak olduğum sulara baka baka acıtıyorsun.
Duyamadığın kadar uzakta kalmışım.
Sesimi Duyamadığın kadar kalmışım.
Bana kavuşamayacağın yazısı kadar yakın, söyleyiş kadar uzak kalmışım.
Esintin beni, ben olduğumu fark edemiyorken.
Kaybolan esintin, benim olmadığımı fark etirirken.
Nasıl gitmeyeyim?