Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Nereye ? - Sözümoki
13 Eylül 2019, Cuma 13:14 · 450 Okunma

Nereye ?

      O kendi nefesinde boğuluyordu, Melina ise onun sigara dumanında. Fark ne olabilirdi ? İkiside ölüm kadar acı veriyordu bu minik ruhlara. Sonsuzluğa ermek isteyen iki tane bedende sonu getirmişti hayat onlara. Kadere inanır mısınız ? Onlar inanıyorlardı. Belki bir uçurumun kenarında sevdiğine koşa koşa gitmekti onlar için aşk, bunu da yaptılar zaten. Adam arkasında bırakacaklarını bile bile bu acıya dayanamadı. Biliyordu kızın inadını çünkü ve asla geri dönmeyeceğine de adı kadar emindi. Ama yanılıyordu. Kız onun iyiliğini düşünüp boş bir hata yapmıştı ve o, sadece terkedilmeyi kaldıramamıştı. Kalbini tamamlayan kişiyle yolları ayrıldığında o, bu dünyada yaşamanın anlamı kalmadığını düşündü. Bu bizim kaderimiz olmalıydı, belki de böylesi ikimiz için daha iyi olacaktı.

      Elya'nın yanından ayrılıp Buğra'nın evine gittim. Ev hem yanık, hem de ölü bir bedenin son nefesi gibi kokuyordu. Odasına gidip geride kalan mektuplara baktım. Diğer dolapları karıştırırken bir anı kutusu gözüme ilişti. İçinde, buluştuğumuz her günden birer parça eşya vardı. Beyaz, üstünde fotoğrafımız olan bardağı aldım. İçinde bir not vardı.

   ''Benim minik bebeğim, nasıl da heveslenip almış. Oysa ki ben bunu kullanmaya kıyamam. Ondan bana gelen her parça nasıl da değerli. Ah bir bilse...''

     Hayatımın en büyük hatasını o mesajı atmakla yapmıştım. Hani bazı şeyler vardır. Yanlışlığını, hata olduğunu farkedersin ama her şey için çok geç olmuştur. İşte benim hep yaptığım şey, hata olduğunu bile bile bir daha yapmaktı. Sezen Aksu'nun da şarkıda söylediği git, git kısmındakı kısık sesle söylenen gitme kısmı gibiydi benim Buğra'ya haykırışlarım.

    Gözüme ilişen mektupları okuyordum. Her birinde bizden izler vardı. Buğra'nın arkasında biz olan tek şey o mektuplardı.

27 Nisan 2015

    ''Biz balonlar gibiydik, savrulduk farklı renklerle başka yönlere. Gökyüzünde özgürken, bir o kadar tutsaktık. Göğü aşıp en yükseklere uçabilecekken bir ağaç dalına takılıp patlamak ve bir daha uçamamak gibiydi hayat. Bize bir oyun oynuyordu ve kaybedenin cezası ölümdü. Biz bu oyunu kaybetmeyi tercih ettik.

   Bana balon alacaktın, söz vermiştin. O balonlara sözler yazıp, çocukça resimler çizip uçuracaktım, sanki çizim ve kelimeler gökyüzüyle buluşunca fikirlerim etrafa daha iyi yayılacakmış gibi. Renklerini, üzerlerine yazıp çizeceğimi hayal ederken, birden kayboldun. Benden mi kaçtın yoksa balonlarımı almak istemedin diye çok düşündüm.. Belkide sen kendi balonlarını kendin uçurmak istedin..

     Ona sarılmak binlerce balonu gökyüzüne bırakmak gibiydi. Ben ona sarılmayı tercih ettim. Şimdi ise koleksiyon olarak kendimi topluyorum. Çürüttüğüm ve bıraktığım balonlarım yerine."

    Buğra bunları düşünürken ben neredeydim ? Onu hep böyle yalnız mı bıraktım, hep üzgün müydü ki ben etrafıma neşe saçarken ? Hayat pişmanlıklarla doludur. Kimi zaman bilerek, kimi zaten bilmeden yaptığın bi şeye pişman olursun. Ama ne olursa olsun sonuç üzücüdür. 

   Diğer mektupları elime aldım. Tek tek okuyacaktım hepsini.

1 Mart 2015

    "Hayatın zorlu bir sürecine girdiğini düşünürsün ve her şeyden daralır, bunalırsın ya işte tam öyle bir zamandaydım. Sonra bi anda sevmeye başladım ama farkında değildim. Kalbim mesajlarını gördükçe hızlanıyordu ama sebebini çözemiyordum. Açıkçası hayatımda yeni bir döneme başlarken dilediğim dilek çok hızlı gerçekleşti. Ben 'doğru insanı' dilemiştim ve buldum da. Belki hayatımda bugüne kadar gelen en güzel şeysin, duygularımı felç bıraktın. Senin varlığını bildiğim andan beri seni hep sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Mutluluğumun en temel nedeni sensin belki de. Hayatıma kayan bir yıldız gibi girdin, bu yıldızın ışığı sonsuza dek sönmesin. Sen benim balığım, biriciğim, bitanemsin. 'Ben sevmedim kimseyi seni sevdiğim kadar' demiş ya şair, o sensin işte. Sen hep yanımda ol, asla beni bırakma asla beni sevmekten vazgeçme. Seni çok seviyorum."

  Ardı kesilmeyen mektupları okumaya devam ediyordum.

9 Mart 2015

   "Hayatıma girdiğin saniyeden beri kalbimin ritmi değişti, seni sevmeye başladığım günden beri hayatımın şekli değişti, gözlerine ilk defa baktığımda heyecandan ne yapacağımı bilemedim. Bu adar kısa sürede nasıl tutuldum onu bilmezken meğer mavi boncuk sendeymiş. Aslında ilk görüşte aşka inanmam ama bu sefer işler biraz karıştı sanırım. Sadece seninle konuşuyorduk ve seni sevdiğimin farkında bile değildim. Birden nasıl her şey bu kadar hızlandı anlamadım. Ama kötü mü oldu, hayır. Hayatımda yeni bir dönem başladı, mutlu olmaya başladım. Onca şeyin üstüne sen geldin ve şans birden bana güldü. Yüzümü güldüren sen, mutlu eden sen ve ben bunu çok seviyorum. Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim son nefesime kadar seni seveceğim, beni hiçbir zaman bırakma olur mu kalbimin sahibesi.."

  Her güzel şeyin bir sonu vardır. Bizim sonumuz böyle olmamalıydı, önümüzde göreceğimiz upuzun yıllar, bir sürü anılar vardı. Bunların kaderini ben değiştirdim, Bu hikayedeki kötü karakter benim...


Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
En son neren morardı, neden?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.