Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Onu Anlatmak - Sözümoki
11 Eylül 2018, Salı 23:53 · 233 Okunma

Onu Anlatmak

Onu tanısanız, hakkında söylediklerimi anlardınız.

Onun hakkında konuşmak zor. Yazmak hepsinden daha güç. Elleri mesela, ellerini muhakkak anlatmak gerek. Konuşurken kullanmadan yapamaz. Bu hareketinin ona kattıklarını bilir, umursamaz. Gözlerini diker bazen, bazen hiç bakmaz. Neden diye sorsam, yine bir ciddiyetsizlik kovalar halini. Hiçbir şeye gülmeden duramaz.

Bir gülse gözleri güler, kalbinin ta içini ısıtır. Gülmediğinde buz gibi bakar. Bazen öyle bir bakar ki, hiç görmez. Bazen öyle bir bakar ki, sanki kalbini görür insanın. Taa içine diker gözlerini.

Gözleri… Nasıl demeli? Kendi gibi. Hep kararsız sanki… Bazen çim yeşili, bazen buz mavisi… Bazen de hiçbirisi. Ama hep en güzeli…

O gün ağaçlarla kaplı uzun sokaktan geçip giderken gözlerimi diktim gözlerine. Hiç bakmadan geçti, gitti. Sonra bir gün aniden gözlerini, gözlerime dikti. Hiçbirinin nedenini söylemedi. Ben sordum, cesaret edemedi.

Bir gün o ıssız koridorların birinde ağladığını gördüm. Onun ağlaması… Sanki hiç ağlamayacak gibiydi. Dünyanın bütün dertlerinden sıyrılmış, kendini koparmış gibi. Onu öyle çaresiz görmek, beni önce korkuttu. O bu dünyada inandığım her şeydi. Sonra yanına gitmek istedim. Neden ağladın demek. Yapmadım. Onun bu hayatta nelere ağlayabileceğini soramazdım. Bu bütün bu olanlara olan inancımı kaybetmek gibiydi. Ağlarken sık sık burnunu çekiyordu. Sonra bir şeyler söylendi. Duyamayacak kadar uzaktaydım. Ona ait olan her şey gizlenmişti, o ağlarken. Elleri, elleri yoktu sanki. Sanki hepsi onu terk etmişti.

Bir süre sonra ona acıdım. Daha fazla beklemeden yanına gittim. Sanırım bu ilk konuşmamızdı.

Ona bir şeyler anlattım. Üzülmemesi gerektiğinden, hayatın kısalığından ve insanların buna değmeyeceğinden bahsettim. O da bana bütün bunları bildiğini ama yine de ağlamak istediğini söyledi.

O böyle biriydi. Bildiği halde ağlardı. Dikkat ettim, gözleri ağlarken çok açık bir yeşile dönmüştü. Burnu kıpkırmızı olmuştu. Gözlerini bir an, hiç beklemediğim bir anda bana çevirip “Neden?” dedi. Neye cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. O da cevabımı beklemedi ve kalkıp gitti.

İlk tanışmamızın pek de iyi olduğunu söyleyemem. Ama sonraları onunla konuşmak, pek önemli bir ihtiyaç gibi gelmeye başladı. Bazen acımı dindiriyordu. Bazen hiç bilmeden yüreğime dokunuyordu. Bazen canımı yakıyordu. Hem de bilerek! Bundan zevk alıyordu.

Onun benim hakkımda düşündüklerini hiçbir zaman bilemedim. Sordum. Hiçbir şey demeden çekip gitti.

Bir gün böyle olacağını biliyordum. Bir gün hiçbir şey demeden çekip gideceği belliydi.

Yine de ne kadar çok ağladım. Defalarca onu aramaya çalıştım. Ama geldiği gibi gitmişti işte.

Bu aramızda birbirimize söylemeden verdiğimiz bir söz gibiydi. Geldiği gibi gideceğini söylemişti sanki. Ve sanki bu dünyada var olan her şey başladığı gibi bitiyordu.

O gitti ve ben onu gördüğüm sokaktan on sekiz defa geçtim. O ıssız koridorlara baktım. Geceleri bile! Defalarca onu aradım.

Gittikten sonra telefonunu bile bilmediğimi fark ettim.

Ona ait hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.

Ve aslında onu hiç tanımadığımı da.

O öyle biriydi işte.

Gelirdi ve giderdi. Ansızın birdenbire. Onu kimse durduramazdı.

Hesap edemezdi kimse, elleri kimin için bir şey anlatıyor şimdi.

O öyle biriydi..

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Sana yaptıklarında ikna oluyor kanaat getiriyor tamam diyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.