Şöyle seslendi tükenişinin içerisinden:
-Bir gün, ama bir gün saatin 15.08 olmasını çok dileyeceksin, ama o saat asla 15.08 geçmeyecek.
Şaşkınlık içerisindeydi ve saat 15.06'ydı. Saat nasıl 15.08 geçmeyecekti. Zaman diliminde bir dakika nereye kaybolacaktı?
-Beni, beni kaybettiğin tarihe dikkatli bak, bir kez gözünü kaçırırsan 15.07'den, sana lanet olsun.
15.08'de kalbi duracak gibi hissetti. Sanki her duygu birbirine giriyordu, içinde fırtınalar kopuyordu, sağanaklar ve zelzele girift ve yekpareydi kalbinde. Üşüyordu sanki yaz mevsiminde.
15.09 oldu saatler, durgunlaştı ve bir ses bekliyordu babasından, korkuyordu öldü diye. Ve o ses çok geçmeden gelir:
-Kızım, kahvaltı hazır! Hadi uyan.
(Kimse 15.09'da kahvaltı olur mu diye düşünmedi bence. Ama olsun. Romana işaret vermek istedim birazcık. Hani belki olursa. 15.09'da kahvaltı yapılacak.) Zaman Düşleri..