Hiç kimse bilmiyor, benim içimde kaç gece gömüldü,
Her biri sessiz, karanlık ve soğuk,
Gözlerim kapalı, ama ruhum uyanık,
Düşlerim kırık, umutlarım yarım,
Ve ben, kendi sessizliğimin esiriyim.
Kimseler görmedi, içimdeki yangını,
Her gecenin bir ağıtı vardı dudaklarımda,
Her yıldız, gökyüzünde bir sır gibi parladı,
Ama ben sustum, çünkü anlatmak,
Acının tırnaklarını biraz daha derine saplardı.
Geceler ağır geldi omuzlarıma,
Bir battaniye gibi sardı beni karanlık,
Rüzgârın fısıltısında kayboldu adım,
Ve ben, kendi gölgemde yürüdüm sessizce,
Adımlarımın yankısı bile bana yabancıydı.
Her gece bir hazine sakladım içimde,
Ama hazine değildi, yalnızlıktı,
Gözyaşlarım bir nehir gibi sessiz aktı,
Ve ben, kendi yüreğimin derinliklerinde,
Kayıp bir yolcuydum, dönmeyen bir yolda.
Hiç kimse bilmiyor, hangi acılarla büyüdüğümü,
Hangi hayallerim öldü sessizce,
Hangi sevgiler, yitik zamanın ellerinde kayboldu,
Ve ben, her sabah bir başka benle uyandım,
Ama geceler hâlâ benimleydi, hiç terk etmedi.
Belki bir gün biri anlayacak bu karanlığı,
Belki bir sabah, sessiz bir dokunuşla,
Ruhumdaki zincirleri çözecek bir el gelir,
Ama şimdilik, gizli bir gölge gibi,
Hiç kimse bilmiyor, benim içimde kaç gece gömüldü.