İki insan benzer şekilde hüzünleniyorsa bu bir nevrozdur. Tütün ürünlerini kullanarak hüzünlenebilirsin, cinsel güdülenen insanları paylaşıp aşktan bahsedebilirsin, ya da kırgınım bu hayata gibi absürt cümleler kurup hayata küfredebilirsin. Ama bunları yaptığında senin gibi olan binlercesinin arasına giriyorsun. Yaptıklarını da bir tür kalıba koyuyorsun ki bunların hesabı sorulursa cevap verebilmek için. Ben bunları yapamaz mıyım? Yapabilirim. Ama yapmam, gördüğüm en klişe ve hadsiz hüzün şekli bunlar. Hüznün de bir adabı vardır elbette. Ama kendimi tutamıyorum diyebilirler, işte ben buna inanmıyorum. İnsan aklının kontrol ettiği her şeye hükmedebilir. Sadece öncelikler, onlar insanın karakterini belirliyor. Ben herkes gibi olmamak için hüznüme şiir yazdım, aforizmalar ortaya koydum, hatta çoğunlukla sessizce bekledim. Çünkü kimse beklemiyor, şiir yazmıyor, felsefeyle ilgilenmiyor. Bunlar da genellemedir, herkes öyle değil diyenlere belirtmek isterim. Kısmen insana, kısmen ise insanlığa bir sitem gibidir bu sözler..