Gitmek için bahaneler üretmişsin sadece,
Oysa kalmak için bir tek yürek yeterdi.
Sevgi dediğin, rüzgâr önünde savrulmak değil,
Fırtınayı göğüsleyip yanımda durmaktı.
Her bahanen, bir hançer gibi saplandı kalbime,
"Yoruldum" dedin, oysa ben de yorgundum.
"Zorlandım" dedin, sanki ben kolay mı yaşadım?
Ama sevgiyi taşıyan, ağırlığını da taşırdı.
İnsan sevdiği için çabalardı,
Gecesini gündüzüne katardı,
Elini bırakmaz, gözlerini kaçırmazdı,
Ama sen, en ufak fırtınada limanı terk ettin.
Ben sustum, çünkü sandım ki susmak iyileştirir,
Kırıklarımızı onarır, yaralarımızı kapatır.
Oysa suskunluğum, senin kaçışına yol oldu,
Ben köprü kurarken, sen duvar ördün.
Gidişinin değil, çabasızlığının yükü vurdu bana,
Gitmek kolay, herkes gidebilir,
Ama kalmak, yüreğini koymak cesaret isterdi.
Sen kolay yolu seçtin, ben zorunda yalnız kaldım.
Unutma;
Sevgi, bahane arayanların işi değildir,
Sevgi, çabalayanların, direnenlerin imtihanıdır.
Sen kaçtın, ben kaldım,
Sen sustun, ben haykırdım.
Ve şimdi öğrendim;
Sevmek yalnızca dudakta söylenen bir kelime değilmiş,
Sevmek; acıya rağmen el ele yürümekmiş,
Bahanelere sığınmak değil, sevgide sığınak bulmakmış.
Ama sen, sevgiyi ucuz bir bahaneye kurban ettin.
Bilesin ki; ben o bahanelerin arasında değil,
Gerçek sevginin ardında seni beklemiştim.
Sen gelmedin…
Artık ben de sitemlerime sarılıp gitmeyenim.