Sonra bir gün herkes
sevdiklerine kavuşacak dediler…
Biz de başladık ölümü beklemeye,
çünkü özlem en çok babaya ağır gelir.
Babam…
Adın geçince bile titrer içimdeki çocuk,
yıllar geçer, sesin geçmez,
bir kez sarılsam dünyaya yeniden başlardım
ama dünya sensiz hep yarım, hep eksik.
Dediler ki;
“Sabret, kavuşma uzak değil…”
Oysa sabır bazen bir çığlık,
bazen yastığa sinen bir hıçkırık,
bazen de mezar taşına dokunan titrek bir eldir.
Sen gidince öğrendim baba;
İnsan en çok,
dönmeyecek olanı beklermiş…
En çok ona anlatırmış içinden geçenleri,
ve en çok onunla konuşurmuş geceleri.
Şimdi bilirim,
bir gün herkes sevdiklerine kavuşacaksa,
ben en çok sana koşarım baba…
Çünkü içimde saklı duran tüm çocuklukların
sahibi sensin hâlâ.