Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
KALBİMİN IŞIĞI Günlerden öyle bir gündü Seni gördüm karş - Sözümoki
Ayşe Sırt Gümüş Destekçi Gümüş Destekçi
24 Nisan 2023, Pazartesi 23:19 · 133 Okunma
KALBİMİN IŞIĞI
Günlerden öyle bir gündü
Seni gördüm karşımda
Hiç aklıma gelmemişti, o günün takvim yaprakları, aşkımızın başlangıç tarihi olacağı
Karşıma çıktığın o gün kalbim yerinden çıkacaktı
Gözlerin gözlerime değdiği anda
Binlerce cümle kurdu gözlerin bana
Kalbim sıkıştıkça sıkıştı
Yüreğimdeki aşk kelebekleri kanat çırpıyor özgürce uçmak istiyorlardı gökyüzüne
Birden ter bastı avuçlarımı
Karanlıktaki yüreğime bir iz düşümü olup ışık saldın
Aydınlanan kalbimin ışığı oluverdin bir anda
Sen; Aşk mısın yalan mısın ?
Sevda mısın düş müsün?
Hayal misin gerçek misin ?
Anlayamadım ben yoksa gördüğüm tatlı bir rüya mısın?
Kurduğum boş bir hülya mısın?
Sen kalbimin atışı,
Şarkıları alev alev yakıyorsun
Sen mısraları dile getiriyorsun
Kalbimden şiir olup dökülüyorsun
Seni her özlediğimde kapatıyorum gözlerimi,
Ellerin ellerimde
Başım omzunda
Nefesin nefesimde
Yüreğim yüreğinde
Hasrete meydan okuyorum
Sen ruhuma dört mevsim çiçek açtırıyorsun
Aşkın tüm renklerini kalbime resmediyorsun
Sevdayı yorgan misali üstüme sıcacık örtüyorsun
Hangi diyardan çıkıp geldin ki ?
Sen kalbimin ışığı oluyorsun
Sen geldiğin gün gönül evime
Kalbimin odalarının ışıklarını tek tek yaktın
Yüreğimdeki yerine mekan tuttun tutalı
Büyüttükçe büyüttüm her gün seni
Her gün baktıkça gözlerine yeniden aşık oluyorum sana
Kalbimin zirvesine mıhlıyorum seni
Kimse sökemesin alamasın diye
Sen geldin geleli gönül şehrime, batmayan bir güneş gibi tüm ruhuma ışık saçtın. Hiç sönmeyen ışığı oldun kalbimin


BU GECE
Bu gece yüreğimizde asırlara denk gelecek bir ay tutulması gerçekleşecek. İkimizin de dünyası tüm renklerden arınacak ve siyaha boyanacak, her yer zifiri karanlık olacak ve biz o karanlıktan bir daha asla çıkamayacağız. Fırtınalar esecek yüreğimizde toz duman olacağız.
Bu gece veda edecek yıldızlar gökyüzüne, kara bulutların ardına gizlenecek ,bir sevdanın yıkılışını görmemek için sessizce ağıt yakacaklar gökyüzünde, iri yaşlar süzülecek gökyüzünün şakaklarına.
Bu gece, tüm ışıklar sönecek tek tek, küçük bir mum ışığı kalacak yüreğimizde o da sönüp karanlığa büründüğü zaman, biz ışığı bir daha göremeyeceğiz. Bir daha bizim yüreğimizde sabah olmayacak. Güneş hiçbir vakit doğmayacak. Sıra dağların ardından. Biz bir ömür karanlığa mahkum olacağız.
Bu gece kalbimize kelepçe, duygularımıza pranga vurup kendimizi sonsuz bir hücreye mahkum edeceğiz.
Bu gece bizim son gecemiz,son kez ellerimiz birleşecek, son kez dokunacağız birbirimizin tenine, son kez gözlerimiz aynı noktada buluşacak.
Son kez nefesimizin sıcaklığını hissedeceğiz. Son kez titreyen dudaklarımızdan dökülecek bir kaç kelam için bekleyeceğiz. Son kez sarılacağız birbirimize. Sonra ise şahlanarak gelecek ayrılık boranları, ikimizi de ayrı ayrı yerlere savuracak. Estikçe acı fırtınalarında, sürükleneceğiz bilmediğimiz yabancı diyarlara.
Bu gece yüreğimizde kıyametler kopacak, sönmeyen bir ateş çemberinin tam ortasına düşeceğiz, cehennemi aratmayacak bize, yanacak yüreğimiz alev alev ateşi yudum yudum içeceğiz.
Bu gece bir aşkın yok oluşunu izlerken yeryüzü dayanamayacak, gökyüzüne çıkacacak.
Gökyüzü ise yeryüzüne inecek. Sevdamızın çığlıkları arşı inletecek. Tüm sevdalılar sağır olacak, melekler ağlayacak feryatlarımızdan.
Bu gece gözyaşlarımızla sulayıp büyüttüğümüz sevda çiçeğimiz kuruyacak. Bizim mutluluğumuzla gülen kahkaha çiçeğimiz, yerini gözyaşı güllerine bırakacak.
Bu gece tüm aşk şarkıları dilsiz, tüm aşk şiirleri sağır olacak. Bu gece şarkılar şiirler utanacak ayrılığımızdan.
Bu gece anılarımızı enkazının altında, umutlarımızı ise nehirden kocaman bir okyanusa dökeceğiz. Hayallerimizi uçurumdan bir boşluğa iteceğiz, yarınımızı ise eski silinmiş bir resim gibi boş bırakıp, küçücük ışığı olmayan karanlık bir tünele doğru yol alacağız. Yaşamak mı bu yoksa bir intihar eylemi miydi, bilemeyeceğiz bu gece.
Son kez birbirimizin sesini duyacağız bu gece Yıllar sonra ses rengimizi bile hatırlamayacağız. Belki de ilk defa telefonlardan, mektuplardan ve postacılardan nefret edeceğiz. Tüm iletişim araçlarını toprağa gömeceğiz.
Bu gece yüreğimiz umarsızlık içinde okyanuslarda alabora olacak. Kıyıya çıkamayacağız Son sözlerimiz bir hançer olup kalbimize saplanacak, başı hoş yalnızlıkların durağı olacak yüreğimiz.
Bu gece kar fırtınaları yağacak sevdamızın üstüne. Buzullarla çevrilecek gönül evimiz. Dilimizde üşüyecek, paramparça olacak kelimelerimiz. Kalbimizde büyük bir kar kütlesi olup çığ gibi büyüyecek ayrılık acımız.
Bu gece, sevdamız gibi kokan, gece sefası, aşk çiçeğimiz sararacak, solacak, yaprakları kuruyup gazal olacak.
Bu gece, son kez sevda yollarımızdaki begonvillerle helalleşeceğiz Aşkımızı çok kez sarmalayıp tüm kötülüklerden koruyan aşk çiçeklerimize kan damlayan gözlerimizle veda edeceğiz.
Ayrılık sözleri son kez kurşundan daha beter yakacak canımızı. Kontrolden çıkmış bir yangın gibi yayılacak tüm hücrelerimize.
Bu gece arş titretecek bu ayrılıktan bu acıdan melekler inecek yeryüzüne. Lanetler okuyacak bizi ayıranlara.
Bu gece yılgın, yorgun gözlerimizle son kez bakacağız birbirimize. Uzaktan bir ney sesini duyacağız sevdamızın sonunu işaret edecek. Duymamak için ellerimizle kulaklarımızı kapatacağız duymak istemeyeceğiz. Çaresizlik içinde ağlayacağız halimize. Gözlerimizdeki sağanaklarla acı yüklerimizi kalp heybelerimize doldurup, ikimiz de aynı anda, farklı yönlere doğru gideceğiz nereye gideceğini bilmeyen bir göçebe gibi, bu gece zifiri karanlık bir hiçliğe doğru yol alacağız. Ayrı ayrı yollara saptığımızda, yüreğimiz çoktan düşmüş olacak toprağın bedenine.
Bu gece kalbimizi yıkıntılarının altında bırakacağız sevdamızı ise eze eze ayrılık bizden alacak, esir düşeceğiz. Biz bu gece aşka oruçlu olacağız bir ömür yüreğimizden vurulacağız. Bu gece sürüngen bir yalnızlık içinde kalacağız, katar katar dizilecek acılar. Zamandan daha hızlı akacak gözyaşlarımız. Anlamsız bir rüya ya da kabus gibi solumuza giydirilen kefenin ölüm çığlıkları kokacak her yer. Binbir emekle inşa ettiğimiz bu sevdanın acısını istifleyeceğiz bu gece. Sevdamızı kaderin kara pençelerine teslim edip acının közlerine sarılacağız. Bu gece son defa nefes alıp vereceğiz. Sonra ikimiz de aynı mezara gireceğiz bu gece.








ANLAT BENİ
Benim tertemiz büyük sandığım bu aşkı, sen bir çırpıda heba edip, kirli sevdalarının arasına attın. Bir an bile düşünmeden, benim sevdamın şahdamarına kurşunu öyle bir sıktın ki, kurşun yemiş kalbimin silahı ise sadece sevgiydi. Anlatamadı sana sevdamı, dili olmayan gözyaşlarım dökülürken şakaklarıma.
Rengi, kokusu, tadı yoktu acıyı anlatmanın. Bir hançer saplandı yüreğime, sustum, umarsızca sustum bir dilsizin duası gibi sessizce, gözyaşlarımla gittim. Aşkımın üzerine yemin verdim yüreğime, bir daha sana dönmeyeceğim diye.
Bir gün gelecek, benim sevgi kırıntılarımı bile özleyeceksin. Yıllar ise bu aşkın üstünü çoktan toz bulutlarıyla kaplamış, kirli raflara atmış olacak.
Bir gün yapayalnız kalacaksın, yalnızlığında boğulacak, nemli gözlerini herkesten saklayacaksın. Cam kırıkları batacak kalbine, huzur nedir bilmeyeceksin. İşte o gün yüreğin vicdanın sana hesap soracak. Adalet terazisi o gün kurulacak, yüzündeki çizgiler, saçlarındaki aklar, bu aşkın şahidi olacak. Yüreğin soracak, sen cevaplayacaksın. ilk defa yürekli ve adaletli ol, ilk defa cesurca doğruları anlat.
Ve de ki;
Körkütük aşıktı ,deli gibi seviyordu, gözleri benden başka kimseyi görmüyordu de.
Dünyada sadece ben varmışım gibi özel hissettiriyordu aşkı, her zerremde kana kana yaşatıyordu de.
Anlat beni; gözleri öyle güzel bakıyordu ki bakışlarıyla üşüyen kalbimi ısıtıyordu de .
Gülüşleriyle kış mevsimime ilkbahar geliyordu rengarenk çicekler açtırıyordu de.
Anlat beni ; O güzel gözleri şimdi hüzünlü bakıyor de.
Bir gülüşüyle baharı getiren dudakları şimdi mühürlü, konuşmayı unutmuş de.
Anlat beni ; Bir çocuk kadar saftı de. Benim yalan aşk sözlerime hemen kanıyordu de.
İstesem canını bile verecekti, aptaldı de .
Sanki dünya benim etrafımda dönüyormuş gibi, herkesi karşısına aldı, iki kişilik kocaman bir dünya kurdu de.
Anlat beni; Ben ise oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi ortada bıraktım. Gözyaşlarına hiç aldırmadım, arkama bile bakmadan gittim. Gözlerim kör, kulaklarım sağır oldu acı feryatlarına de.
Anlat beni; Kırdım, üzdüm, paramparça ettim yine gitmedi de.
Aşkımız için gururunu, onurunu, ayaklar altına aldı. Kendini feda ettikçe daha fazlasını istedim, arsızca de.
Gel desem yine koşarak gelecekti. Ama ben gel demedim, diyemedim, böyle çok sevilmeyi kaldıramadım de.
Anlat beni; Öyle büyük seviyordu ki gidişimle onu öldürdüm, üstüne basıp geçtim, nefes alıyor mu diye dönüp bakmadım bile de.
Ben göçebeler gibiydim, bir yüreğe mekan tutamazdım, alışıktım ben sevdalardan gitmeye de.
Öldü mü, kaldı mı, umurunda değil de.
Anlat beni; Oysa ne çok hayalleri vardı benimle, her akşam bıkmadan, usanmadan, uçsuz bucaksız hayallerini geleceğe dair ümitlerini anlatırdı. Anlatırken gözlerinin içi gülerdi de .
Bir çırpıda yıktım, yerle bir ettim hayallerini, ümitlerini de. Kurduğumuz imgelerin mimarı biz olacaktık. Birlikte inşa edecektik. İzin vermedim de.
Anlat beni; Güneşten önce o aydınlatırdı dünyamı, sabahlarıma bir güneş gibi doğardı, aşkı ile ısıtırdı gönül evimi de.
Mutfaktan gelen çay kokusu doldururdu odamı. Ben şekersiz çayı çok seviyorum diye o da şekersiz içerdi. Bensiz bir bardak çayı kendine haram edip içmezdi de. Aptal bir aşıktı de.
Anlat beni; En çok ılık rüzgarlı havalarda tek başına saatlerce yürümeyi severdi de.
Yağmurlu havada bazen birlikte ıslanır, bazen ise şarkımız eşliğinde kitap okumayı severdi de.
Şimdi ise rüzgârlı havalardan nefret ediyor, yağmurlu havada ise hiç perdelerini açmıyor. Kitaplara benim yüzümden veda etti de .
Anlat beni; Korkuları vardı. En çok beni kaybetmekten ve karanlıktan korkardı de .
Ben ise korkularının kâbusu oldum. Zifiri karanlıkta zindanlarda bırakıp da kaçtım de.
Yaşamak onun için benden ibaretti .Benimle nefes alıp veriyordu de .
Anlat beni; Sevgimden gözleri kör olmuştu. Ona verdiğim zararı ziyanı görmüyordu. Onu terk edip gideceğimi ise hiç hesaba katmadı de . Sevmeyi bilmeyen yüreğimle, son verdim aşk oyunuma de.
Anlat beni; konuşurken şiir gibiydi sözleri ,yüreğinin mürekkebi hiç bitmiyordu sanki, sevgi dolu bir okyanus vardı yüreğinde de. Şiir gibisin derdim hep, gülerdi ve eklerdi, şiirler yağmurlu geceleri sever derdi, onu hep gecede bıraktım şimdi kırdım kalemini de.
Anlat beni; şimdi kırık harfleriyle üşüyen, dizeleri boynu bükük öksüz kalan, mısraları ise gözyaşları ile yetim kalan kalemi olmayan bir şair gibi kaldı de.
Anlat beni; Beni severken nefesim derdi . Bir gün nefesim dediği nefesini alacağını hiç aklına getirmedi de.
De ki kalbini umutsuzluk mahzenine kapattım. vazgeçmedi ,kör kuyularda yüreğini hapsettim pes etmedi. Gözyaşları ummanları doldurdu gitmedi. Yine de sevdi beni de.
Anlat beni; sevdasını bir yanardağın lavlarına attım. Yaktım onu, küllerini rüzgârlara savurdum, yine de unutmadı beni de.
Onu bir sevda enkazının altında bıraktım. Tutup çıkarmadım elini, suçu çok büyüktü de. O denli büyük sevmeyecekti de .
Anlat beni; o sevdi ben kaçtım , ben umut vaat etmedim, ben sevmedim de. Benim için sevda değil bir hevesti de. Benim duvardan bir farkım yoktu. Ben kalp değil taş taşıyordum de .
Anlat beni; sensiz nasıl yaşadığımdan bahset ona, içindeki beni hala süpürememiş, soluna kefen giydirmiş, yasımı tutuyormuş de.
Anlat beni; şimdi yaşayan bir ölü de. Sevda uçurumundan kendi ellerimle ben ittim onu, yaşayamaz artık öldürdüm onu ,üstüne kürek kürek toprağı ben attım de.
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Ne olduğunda içinde kıpırtı oluyor?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.