Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
ÖLÜMLER DOSYASI | 3.BÖLÜM - Sözümoki
22 Temmuz 2018, Pazar 17:04 · 572 Okunma

ÖLÜMLER DOSYASI | 3.BÖLÜM

Ömer’in bu son sözleri üzerine Meltem oturduğu yerden kalktı. “Nasıl yani? Neden yaptın, ne alıp veremediğin vardı o kadın ile? Olayı başından sonuna anlat bize. Unutma söyleyeceğin her şey aleyhine delil olarak kullanılacaktır.”
Ömer öylesine bir kahkaha attı ki polis karakolunun tamamına yayıldı. Bu kahkahası her zaman sakin olmayı başaran Harun’u bile sinirlendirmişti. Bir insan nasıl böyle olabilirdi? Hem bir cinayet işliyor hem de böyle rahat olabiliyor.
“Dalga geçiyorum polis memurlarım. Kadını tanımam etmem. O yüzden neden öldüreyim ki? Elimde öldürmek için bir neden yok.”
“İstasyon görevliniz öyle demedi ama. Kadının orada oturması senin sinirine dokunmuş. İkide bir ona sinirini boşaltmışsın. Sabahtan beri orada boş boş oturması seni sinirlendirdiği için de öldürdün.” Meltem bilmiş bir şekilde kaşlarını kaldırdı.
Ömer her şeyi başından sonuna kadar anlatmaya başladı. İlk anlattıkları Osman ile aynı şeylerdi. Kadın sabahtan beri oradaydı, şu kadar saat kaldı, şöyle şeyler yaptı ve sonunda da korkunç bir ses duyuldu. Döndüklerinde kadın ölmüştü vs vs vs...
“Polis hanım, evet sinirlendim. Ama bu sinirlenme bir kadını öldürmeme yol açmaz. Kadın sabahtan beri orada oturduğu için onu öldürmek mi? Ne kadar da saçma bir neden. Gün içinde çoğu kişi gelir, uzunca süre orada otururlar ve sohbet ederler. Bu kadında beni tek sinirlendiren şey hiçbir şey yapmadan orada oturmasıydı. Ama ‘Neden böyle bir şey yaptın’ diyerek ileriye gitmem, bu siniri içimde yaşarım. Osman abi benim ailemden biri olarak gördüğüm yakın arkadaşımdır. O yüzden içimdeki siniri ona boşalttım. Ama dediğim gibi bu sinir birini öldürmeye gidecek kadar ciddi bir şey değildi”
Bu soruşturma dakikalar geçtikçe Meltem’in sinirini daha da arttırıyordu. Harun onun bu sinirle düzgün bir ifade süresi yürütemeyeceğini anlayınca araya girdi.
“Belki de Osman ile beraber öldürdünüz kadını. Osman kameraların yerini en iyi bilen kişi. O kameraları kapattı. Sen ise cinayeti gerçekleştirdin. Ne kadar ‘Bu sinir daha ileriye gitmez’ desen de ilk başta kurduğun cümlenin gerçeklik payı var. Belki ilk başta pişman olup söylemek istedin; ama sonrasında söylemekten vazgeçtin. Bu da ihtimaller dahilinde Ömer. Bir polis soruşturma yürütürken hiç kimseye tam anlamıyla güvenmemeli. O yüzden ben söylediğin hiçbir şeye tam anlamıyla güvenmiyorum.”
Meltem sandalyesine geçti tekrardan. Şimdilik Harun ile Ömer’in konuşmasını sadece dinlemek, araya girmemek en iyisi olacaktı. Yoksa bu sinirle yanlış şeyler yapabilirdi.
Ömer ise bir süre konuşmadı. İlk başta Meltem’in yerine geçişini seyretti. Ardından önündeki kağıtları sinirli bir şekilde karıştırmasına göz attı. Ardından Harun’un ondan bir cevap bekleyen mavi gözlerine dikdi gözlerini.
“Ben öldürmedim. Hecelememi istiyorsunuz galiba. Diğer türlü anlamıyorsunuz çünkü. Bu soruşturmada bende soruşturmanın seyrini değiştirecek hiçbir şey bulamayacaksınız çünkü öyle bir şey yok. Ben o gün de her gün olduğu gibi işime gittim, mesai arkadaşlarımla sohbet ettim, işimi yaptım ve sonrasında aniden bu olay gerçekleşti. Eğer inanmıyorsanız yapabileceğim bir şey yok. Ama size şunu söyleyebilirim: şu an bana inanmamanız soruşturmanızın süresini uzatır.”
“İlk başta konuşmana dikkat et. Karşında askerlik arkadaşın yok senin! Kendine gel! Ve bu bir tehdit mi Ömer? Eğer sana inanmazsak soruşturmayı uzatacak ve bizi sonuca ulaştırmayacak şeyler mi yapacaksın?”
Ömer o sakin tavrından sıyrılıp sinirlendiğini belli eden bir yüz ifadesi takındı. Gerçekten sinirlenmişti. Ona inanmaları gerekirken inanmıyorlardı. Oysaki onun bu olayla hiçbir ilgisi yoktu. Yani ona göre bir ilgisi yoktu. Gerçekte ya cinayetle ilgisi tahmin edilemeyecek kadar çoksa?

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Tekdüze bir hayatın mı sıradışı mı? Neden?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.