Babam tertemiz bir insandı… O kadar temizdi ki, insan onun yanındayken kendi kalbini bile yıkayabilir gibi hissederdi. Merhameti bir davranış değildi, bir refleks gibi onda doğaldı. İnsanlara kötü düşünmeyi bilmezdi ya… gerçekten bilmezdi. Çünkü yüreğinin haritasında kötülüğün adresi yoktu.
Bir karıncayı bile incitmeyen, adımını atarken bile etrafına zarar vermemeye çalışan bir adamdı. Dünyaya sanki vicdan öğretmek için gelmişti.
Babamın elleri de tertemizdi. O ellerde kimseyi kırmak yoktu, kimseyi itmek yoktu.
O eller hep “buyur”, hep “gel otur”, hep “paylaşalım” derdi.
Ve en güzeli de…
Ben, böyle bir adamın kızıyım.
Ne büyük şeref, ne büyük nasip…