Aslında çok kırılganız, nariniz. Üfleyince uçan karahindiba çiçeği gibiyiz. Uzaktan bakanların gözünü alıyoruz. Beyaz tülden ince uçlarımız bir gelin gibi göz alıyor. Koparmaya, dokunmaya kıyamayacak olanların merhameti lâzım bize. Çünkü biliyoruz ki, dokunurlarsa hassas davranmazlarsa uçar dağılır gideriz. Bir üflemelerine bakar. Eser kalmaz o muhteşemliğimizden. Birazı gökyüzüne birazı rüzgârın götürdüğü yere savruluverir. O yüzdendir ki; Kırılgan, naif kalpleri üzmeyin. Nasılsa o beni herşeyimle, hatamla, sevabımla kabul eder demeyin. Sabır da bir yere kadardır, tahammülde. Sevmekte adettendir, vazgeçmekte…