Hayat kırgınlıkların mavisi ile hardal tonlarında savruluyor...
Bir yangın misali deli poyraz tüm oluşlar.
Var mısın?
Kaldın mı?
Yamalı hüzünlerin sığınağı tüm heceler.
Doğruluk neyime...
İlk denen herşey özel.
İlk ses
İlk soluk
İlk aşk
İlk yalnızlık
İlk hasret
İlk kavuşma...
Sahi kırılgan bir yelkovan hayat.
Ne çok acıyı ne çok yalnızlık sarıyor.
Hayat hüzünlerin abıdelisi
Hüzünler ayrılıkların
Ayrılıklar sevgilerin pervanesi.
Çok dağınık bir yalnızlık yaşıyoruz.
Ömür değdiği noktadan renk çümbüşü savuruyor sağa sola.
Var mısın sahi?
Yüklü bir kelime yığını beynin...
Kimileri kırıp dağıtmakla meşgulken.
Ben yazmakla...
Sense okumakla geçiriyorsun yalnızlığı...
Sahi sende mi kalabalıksın?
Bırakmak kolay,
Varoluş dışında herşeyi bırakmak ansızın...
Sarılmak zor...
Sana dikenleri batan kıyıları bile sarılarak sevmek zor.
Zoru sever misin yoksa korkak mı? ...
Kaldığım pencere önünde bırakılmış bir çicek gibi hayat...
Suyu Sevgiyle harmanlarsan yeşillenir hasret kokan vuslatlar...
Sahi suya sevgi banabilir misin birazcık?
Taş gibi
Yok..
Yok.. Yok...
Kaya gibi acıları ardında bırakacak kadar korkak mısın?
Yoksa varlığını unutturan acıları bağrına basacak kadar cesaret yüklü bir hayatı mahşer mi?
Sahi sen hangi diyar da, hangi acılarla yaşayansın?
Senin farkındayım ya sen benim acılarımın farkında mısın?
Beni duyuyor mu gönül haren?
Sahi sen var mısın?