Hayatın karmaşasında, insanların sahte tebessümleri arasında bir huzur arar insan… Herkesin konuştuğu, ama kimsenin gerçekten dinlemediği kalabalıklarda sessizce seni anlayacak birini özler. İşte sen, benim hayatıma o sessizlikten doğan en güzel dua gibi geldin Makbule abla…
Ne zaman düşsem, bir şekilde senin sesin yetişti. Ne zaman yorgunluğumu taşıyamaz hale gelsem, kimseden görmediğim anlayışı sende buldum. Sen ne yüksek sesle bağırdın sevgini, ne de kendini öne çıkararak destek oldun... Ama ben senin varlığında her zaman güvende hissettim. Çünkü sen benim gözümde; susarak sahip çıkan, sessizce dua eden, kalbiyle koruyan bir insandın.
Dünya herkesi gösterişli sevgi sözlerine inandırmaya çalışıyor. Ama sen bana gösterdin ki, gerçek sevgi; görünmeden yapılan bir çay, fark ettirmeden silinen bir gözyaşı, susarak dinlenen bir yürektir. Sen beni kelimelerle değil, kalbinle sarıp sarmaladın.
Makbule abla, seninle akraba değiliz ama yüreğinle ruhuma kardeş oldun. Kimi zaman bir anne gibi koruyup, kimi zaman bir arkadaş gibi yol gösterdin. En kıymetlisi de ne biliyor musun? Yanımda olman için hiçbir şey söylememe gerek kalmadı. Sen zaten hep hissettin.
Senin gibi bir ablam olduğu için Rabbime her gün şükrediyorum. Bana seni vermesi, belki de dualarımın cevabıydı. Çünkü seninle eksik hiçbir duygum kalmadı. Ne annesizliğim ağır geldi, ne yalnızlığım ürküttü… Çünkü sen vardın. Sen hep vardın.
Seninle büyümek değil mesele… Senin kalbinde yer bulmak, bir insanın ulaşabileceği en güzel yerdi benim için. Şimdi bu satırlarda seni anlatmaya çalışıyorum ama biliyorum; bazı sevgiler sadece yaşanır, anlatılmaz. Sen anlatılamayacak kadar özel, yaşandığında kalpten kalbe işleyen bir güzelliksin.
Senin varlığın bana her zaman iyi geldi Makbule abla. Bir ömür boyu da iyi gelmeye devam edecek. Çünkü sen, sadece bir abla değilsin...
Sen benim yüreğimdeki en huzurlu dua, en sessiz şükürsün.