Her varoluş bir nefesle başlar,
Ve her nefeste bir sessizlik saklıdır.
Doğum, ilk çığlık, ilk ışık,
Ama gölgesiyle gelir ölümün haberi.
Bir tohum toprağa düştüğünde
Gözlerini açar güneşe,
Ama içinde saklıdır toprak,
Sonsuz bir sonun tohumu gibi.
Rüzgârın esintisinde bir yaprak titrer,
Ve bilmez ki her titreme,
Köklerinden kopuşun işaretidir.
Yaşamın dansı kadar hızlı,
Ölümün adımı da yakındır.
Denizler dalga dalga büyür,
Ve her dalga kıyıya vururken fısıldar:
Her yükseliş bir çöküşün habercisidir,
Her parıltı bir karanlığa eşlik eder.
İnsan, varoluşun en karmaşık kitabı,
Kalbinde bir umut taşır,
Ama aynı zamanda bir veda mısrası da saklar.
Gözlerindeki ışık,
Göz kapaklarıyla kapanacak bir hikâyedir.
Ve biz, zamanın ince çizgisinde yürürken,
Kendi gölgemize selam veririz.
Her adımımız bir başlangıç,
Ama her nefesimiz, sessizce bir sona yaklaşır.
Her varoluş, ölümle el ele yürür,
Ve bu yürüyüş, yaşamın en gerçek yüzüdür.
Korkma; çünkü ölüm de varoluşun bir parçası,
Ve her bitiş, yeni bir sessizlikle doğar.