Kalbim sessizliğini korumaya devam ediyordu sessiz karanlık gibiydi görünmezliği severdi ilmik, ilmik işlerdi bedenine soğuk ihaneti.
Saysız tren yolcuları arasında gözlerim sadece seni arıyordu, aynı sesler, aynı kalabalık içimde aynı hüzünle seni bekliyorum burada dönersin diye
Duvara yazılmış bir söz benim gerçekte burada olmadığımı senin de aslında hiç olmadığını hatırlatıyordu bana
“Bu bir döngü nerede kaybolursan orada bulursun kendini “
Vakitsiz bir güneşi izlemek gibiydi seni sevmek dokunulması zordu izlenmesi güneş patlamalarına neden olurdu
Acıyı yaşamak acıyla olmak bütün bedenin her yerinde bir sancı ile kıvranmak kabuslar ile dolu
Gecelere uyanmak sırılsıklam sabahlara uyanmak kan ter içinde
Kalbimin en derinliğinde bir korku ile unutamıyorum işte sen anlamıyorsun ama ben unutamıyorum
Geçtiğim durağı da oturduğum parkı da yüreğim bir bomba taşıyor sanki Patlamaya hazır vakitli vakitsiz bir zaman da adını sayıklatıyor dudaklarım..
“velakin unutmak ne mümkündü zira adınız
Dudaklarıma özgürlüğünü ilan etmişti “
........