Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Yanalım Diye - Sözümoki
14 Haziran 2019, Cuma 12:20 · 333 Okunma

Yanalım Diye

İçimde ağlamak biriktiririm. Nefesimi tutmak gibi; büyüdükçe büyür, zamanla ağırlaşır. Taşıyamam artık, o ağlamak nefesime karışır. Anılar bile bir anının içindedir artık. Sevmek, kitaptaki bir tanımdan ibaret. Hayal et, nasıl da yazardın geceler boyu. “Edebiyat parçalardın” giriş paragraflarında. Eski fotoğraflarında gülümserdin her zaman, sanki hep mutluymuş gibi. Hayat bir yanılsama. Ne sebep oldu binlerce kilometre uzaklara uçmana?

Ah, hayat daha basitti elbette bir zamanlar. Kaç farklı kelime kullandığının önemi yoktu; ne bir eksik, ne bir fazla. Tümcelerinde yüklemlerin olmamasını umursamazdın. Cümlelerini inatla devrik kurardın. Olmayan okurlarını etkilemeye çalışmazdın. İlham gelirse yazardın; her zaman gelirdi. Sağ olsun hiç gitmezdi. Gelmiyorsa sen ona giderdin. Soğukta tir tir titrerdin. Sokakta bağırarak şiirler yazardın. Sokaktaki en aptal çocuk sendin. Yine de seni severlerdi. Belki. Biraz…

Hangisi daha güzeldir dersin? Unutulmak mı, hiç var olmamak mı? Tuzak sorulara cevap vermek âdetim değildir; sen de verme. Yine, her şeyi bildiğimiz gibi yapalım. Bir kâğıt çıkarıp onunla karanlığa ateş tutalım. Önümüzde duran bilgisayarda dijital bir sayfa açalım, tuşlara basalım. Ya da kalem tutalım. Kâğıda değen karbon, o ateşe kömür olsun. Yazdıklarımızı yakalım. Ne istersek yazalım. Sonuçta benim yine yazasım var!

Hatırla ne kadar da güzeldi estetik kaygısı gütmeden dümdüz yazmak. Sözüm ona üslubun henüz yokken. Kafiyelerden önce. Geceleri, karanlıkta yazarken. Şimdi önce bana beğendirmen gerekiyor yazdıklarını, sonra “okurlarına.” Şimdi dikkat ediyorsun eskiden gurur duyarak yaptığın yazım yanlışlarına. “Aman Feyza okursa!” diyorsun, sanki yazdıkların Feyza’nın çok da umurunda.

Sen de yaşlanıyorsun b’oğlum. Siz etten ve kemikten olanlar buna ne diyordunuz kendinizi avutmak için? Heh, “olgunlaşmak” doğru. Saçlarındaki beyazlar daha bir elin parmaklarını geçmemiş olsa da, bıraktın artık onlara isim koymayı. Yoruldun belki de Eylül’ü beklemeyi. Unuttun yazmadığın tüm yazılarını. Hatırlamıyorsun onlara koyacağın başlıklarını. Boşuna mı biriktiriyorum içimde onca ağlamayı? Neden bir ciğer dolusu nefesle körüklüyorum sence ateşi. Yakalım diye…

Yanalım diye!

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Kendini paratoner gibi hissettiğin oluyor mu? Oluyorsa bu hangi konuda oluyor?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.