Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
YAŞAM VE ÖLÜM - Sözümoki
21 Mart 2018, Çarşamba 21:29 · 231 Okunma

YAŞAM VE ÖLÜM

YAŞAM VE ÖLÜM
Hayatın kısacası neydi bizim için; doğmak, yaşamak, ölmek. Son günlerde bunlar ile yoğruluyor zihnim. Ramazan ayı içinde, değer verdiğim bir teyzemi aradım. Uzun zamandır görüşmemiştik. Hâlini, hatrını sorayım dedim. Sesi çok kötü geliyordu: “ Sorma Neşe’cim. Torunum beyin kanaması geçirdi, günlerdir hastanedeyiz. Dualarını bekliyorum.” dedi. Geçmiş olsun dileklerimi ilettikten sonra, kendisine ismen dua edeceğimi söyledim.
“Çocuğun sağlık durumu n’oldu acaba?” diye aklımdan geçirirken dün vefat haberini aldık. Henüz 20’li yaşlarında, yeni evlenmiş gencecik bir kardeşimizdi. Tabii ki çok üzüldüm. Ben bile bu kadar etkilenmişken, ailesi ne durumdaydı düşünemiyordum bile. Genç bir evlâdı toprağa vermek belki de dünyanın en büyük acısıydı.
Bu olayın ertesi günü sevdiğim bir kardeşimin doğum yaptığı haberini aldım. İlk defa anne olmuş, dünyaya nur topundan bir melek getirmişti. Kendisi, eşi, ailesi kim bilir ne kadar mutluydular. Ailelerine küçük, sevimli bir birey katılmıştı. Onlar mutlu olmasın da kim olsundu.
Artarda hem üzücü hem sevindirici haberler alınca, o gece uzun bir tefekküre daldım. Bir gün ara ile; hayata gözlerini yummuş bir genç için başsağlığı dilemiştim ve hayata gözlerini yeni açan bir yavru için göz aydınlığı dilemiştim. Bu dünyada ölüm de bir anlıktı, doğum da. Hayatın iki kaçınılmazı...
Biz kullar kendimizi dünyaya öyle kaptırıyoruz, hayatı öyle yaşıyoruz ki bu iki gerçeği çoğu zaman unutuyoruz. Gerçek hayata göçmenin göz açıp kapayıncaya kadar bir sürede gerçekleşebileceğinin farkında olmuyoruz. İnsanlara önemsiz bir şeyden dolayı hemen kinleniyoruz, küsüp darılıyoruz. Zor inşa edilen kalpleri çok çabuk parçalayabiliyoruz. Ahlar alıyoruz, nefsimizi dinliyoruz. Peki ölüm bu kadar yakınımızda iken, her canlı bir gün bunu tadacak iken ahiret tarlamız için neler ekiyoruz?
Kulluk görevlerimizi layıkıyla yerine getiriyor muyuz, bir yetimin başını okşayıp ihtiyaçlarını giderebiliyor muyuz, bir fakiri doyurabiliyor muyuz, yaşantıdan, gösterişten başımızı kaldırıp ülkemize, Müslüman kardeşlerimize sahip çıkabiliyor muyuz, ardımızda hayırlı bir eser bırakmak için çaba sarf ediyor muyuz, “İki günü eşit olan ziyandadır.” diyen Peygamberin hadisini kendimize muhatap alıyor muyuz? Bunları başarabiliyorsak ne mutlu bizlere. Fakat başaramıyor ya da bilinçli olarak yapmıyorsak vay bizim hâlimize!
“Ölüm gence yaşlıya bakmıyor.” derdi babaannem. Zamanı gelen canlı nasıl doğuyorsa, vadesi dolan insan da göçüp gidiyor. Ahiret heybemize ne kadar hasenat doldurabilirsek bizim için kârdır. Hayatı güzellikler ile geçen insan, ölüp üzerinden yıllar geçse bile güzel anılır, hayırla yâd edilir.
Yaradan (c.c) cümlemize dolu dolu bir ömür yaşayıp, anavatanına giderken Rabbinin rızasını almış, insanlığa faydası dokunmuş, gök kubbede hoş bir sadâ bırakan kullarından eylesin inşaallah...

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
En son neren morardı, neden?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.