Düşünsene yıl 1980, televizyonun siyah beyaz olduğu, sobanın başında toplanıp dedelerin, nenelerin hikayelerini dinleyen, kestane yemek için sabırsızlanan, akşam çayın fokurdusunu dinleyen, bütün bir ailenin ortada bir tas ile kaşığı daldırıp çorba içilen, mandalin ve portakal kokusunu sobanın üzerinde bütün odaya salan, şehirlerde, mahallelerde,meydanlarda yazıyor yazıyor bugün gazetede şu şu yazıyor diye bağırıp gazete satan çocukların olduğu yıl olan 1980.
Keske o zaman dünyada olsaydım diyesim geliyor.
Olsaydım da seni yazsaydım gazetere.
Satırlarla süsleseydim o renksiz sayfaları.
Temizliğin le anlatsaydım sevmenin
ne anlam ifade ettiğini.
Gerçek aşkı yazsaydım, gerçek sevdayı, sabrı, bekleyişi yazsaydım da o çocuklar bağırsa idi, "Yazıyor, yazıyor Hafızın Hayâle olan bekleyişi yazıyor diye"
Yinede seninle, temizliğinle, edebinle lal olmuş bu dilim dönmez oldu Hayalim, Hayalim diye diye.!
Hayâl sin sen?
Sana olan sevgimi okuyanlar ibret alıyor! Olmayan şeye bu inaç saçma diyor. Peki ya gerçek inanç mıdır köşe başlarında gizli gizli el ele kolkola olmak?
Seni bekliyorum güzel insan! Seni bekliyorum ayetlerimin meâli! Seni bekliyorum Rabbimin bana yazdığı kişi...