Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Zahidem Türküsünün Hikayesi - Sözümoki
06 Haziran 2019, Perşembe 23:08 · 962 Okunma

"Zahidem" Türküsünün Hikayesi



Türk Halk Müziği'nin en güzel türkülerinden bir tanesi Zahidem’in hikayesi. Neşet Ertaş tarafından Halk müziğimize kazandırılan Zahidem türküsünün Anadolu kokan hikayesi.İşte, Arap Mustafa’nın Zahide’ye olan saf ve temiz aşkını dile getirdiği Zahidem"in hikayesi,"

Zahidem adındaki türküsü ile gönüllere kazınan Aşık Arap Mustafa Öztürk, 1901 yılında Kırşehir ilinin Çiçekdağı ilçesine bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde doğmuştur. Aşık Arap Mustafa, anne ve babasını küçük yaşta kaybeder. Aşık Arap Mustafa’nın babası Kırşehir yöresinde oynanan Koca Oyunu’nda Arap rolünü oynadığı için Arap deniyordu kendisine. Aşık Arap Mustafa’ya da köyünde ‘Arap Mustafa’ denmeye başlandı.

Arap Mustafa, küçük yaşında Zahide’nin babası Yukarı Hacı Ahmetli Köyünden Hacı Mehmet Ağa’ya ırgat olur. Arap Mustafa Zahide’nin babasının yanında 22 yaşına kadar çalışır. Zahide, 1911 yılında Kırşehir’e Bağlı Çiçekdağı ilçesinin Yukarı Hacı Ahmetli Köyü’nde doğar. Zahide gençlik çağında endamı ve güzelliği ile dikkatleri üzerine çekmeye başlar. Zahidem türküsünü ortaya çıkaran, Zahide’nin güzelliğidir. Zahide’nin bu güzelliği karşısında Mehmet Ağa’nın kapısında büyüyen Arap Mustafa Zahide’ye aşık olur. Ama fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramaz. Arap Mustafa, çareyi gurbet ellere İzmir’e gidip çalışmakta bulur. Kazandığı para ile çok sevdiği Zahide’sine kavuşmanın hayallerini kurar. Gece gündüz hiç yorulmadan, hiç durmadan çalışır. Aç kalır, susuz kalır, her türlü zorluğa dayanır. Tek hayali vardır, o da Zahide’sine kavuşmaktır. Arap oğlu Mustafa’nın İzmir’e gitmesinden az bir zaman sonra güzelim Zahide’yi Yukarı Hacı Ahmetli Köyünden Molla Hasan isminde zengin biriyle evlendirirler. Zahide ise Arap Mustafa’ya aşıktır. Bu aşktan ne Arap Mustafa’nın ne de çevresindekilerin haberi vardır. Zahide’nin eşi Malla Hasan’ dan iki kız çocuğu olur. Arap Mustafa ise uzun bir müddet İzmir’de çalışır, bu arada gelip giden yöre halkından hep Zahide’yi sorar. Zahide’nin gelin olduğunu duyar ve bütün dünyası yıkılır. Zahide’ye olan aşkı yüzünden uzun müddet evlenmez. Bu arada da Zahide için beyitler söyler. Zahide ise sararıp solmakta, her geçen gün erimektedir. Yüzünün güzelliği ise ümitsiz aşkıyla solmuştur. Zahide, yakalandığı ince hastalıktan veremden dolayı 1965 yılında hayatını kaybeder, bu ölüme dayanamayan Arap Mustafa, Zahide’ye türküler söyleyerek 1966 yılında hayatını kaybeder.

Köylüleri, sağlıklarında kavuşamayan bu iki aşığı yan yana koyarak son görevlerini yerine getirirler. İki aşığın mezarları Yukarı Hacı Ahmetli köyünün camisinin avlusunda bulunmaktadır. Zahidem türküsü Kırşehir’li ozanımız Neşet Ertaş tarafından seslendirilerek yurdumuza duyurulmuştur. Türküde geçen Alişan ile Duran, Zahide’nin küçük kardeşleridir. Bacaksız oğlan Zahide’nin kocası Molla Hasan olup, 1974 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünde ölmüştür. 15 Aralık 1968 yılında, Çiçekdağı Beşikli Köyü’nde Ziraat teknisyeni Mehmet Koç, Zahidem Türküsü’nü, dayısı Arapoğlu Mustafa Öztürk’ün ağzından bizzat alıntı yapmıştır. Emekli öğretmen, Şair H.Vahit Bulut’da 1973 yılında Zahidem ile ilgili bir araştırma yapmış Kırşehir Halk Ozanları kitabında Zahide’nin de Arapoğul’na yaktığı ağıtı yöreden tespit ederek yayınlamıştır.

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
İadeiziyaret konusunu nasıl değerlendiriyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.