Hayat, bazen ruhumuzu zımpara gibi sürter; pürüzler gider, duygular parlar ve yeni açılar ortaya çıkar.
Her gün farklı bir açıyla bakıyorum dünyaya. Bu açı, bazen pencereden süzülen güneş ışığı gibi hafif, bazen de zihnimde açılan bir boşluk gibi derin. Duygu, işte o boşluğun sessiz bir fısıltısı; kimi zaman hüzün, kimi zaman küçük bir sevinç.
Hayat, zımpara gibi ruhumu ovalıyor; pürüzleri gidiyor, eski tabakalar soyuluyor ve altındaki gerçek ortaya çıkıyor. Zımparanın acısı geçici, etkisi kalıcı.
Duygular, açılar ve yaşamın bu zımparası arasında sürekli bir hareket var; her gün biraz daha şekilleniyorum.