Bugün bir otobüs terminalindesin. Belki İzmir, belki Ankara, belki de hiç bilmediğin bir kasabanın küçük garı. Biletin cebinde, yolculuğa üç saatin var. Ama sen... sanki buradan hiç gitmeyecekmiş gibi, o bekleme salonuna koskoca bir çadır kurmuşsun.

Çadırının içi ne de dolu, değil mi? Anıların, endişelerin, "ya olursa"ların, kırgınlı... Devamını Gör

Dört kız, kristal ormandan çıktıktan sonra şehrin daha uzak, neredeyse unutulmuş bir bölgesine yöneldi. Burası, enerjinin yoğunluğu ve kristallerin şekliyle diğer bölgelerden farklıydı; kristal yapılar neredeyse tamamen organikti, bazıları devasa ağaçlar gibi gökyüzüne yükseliyor, dallarından düşen ışık damlaları yere çarptığında yankılanıyordu.
... Devamını Gör

Kızlar, kristal yollar boyunca ilerlerken, şehir merkezine doğru yükselen devasa bir kule fark ettiler. Kule, diğer binalardan farklı olarak tamamen ışık ve enerjiyle inşa edilmişti; üst kısmı bulutlara kadar uzanıyor, tabanı ise yerden yükselen enerji sütunlarıyla sarsılıyordu. Kristal şehir sakinleri kuleye yaklaşmıyor, etrafında bir tür sessiz... Devamını Gör

Kulenin duvarları paramparça olurken dört gölge suret, kızların karşısında belirdi. Her biri tıpkı onların yüzüydü ama gözleri simsiyah, ifadeleri soğuk ve acımasızdı.
Zeynep’in gölgesi öne çıktı. Gözleri öfkeyle yanıyor, dudakları alaycı bir gülümseme taşıyordu.
— Sen cesur olduğunu sanıyorsun, ama aslında öfkenin kölesisin. Her adımın intikam i... Devamını Gör

Tapınaktaki ışık hüzmesinin içinde, dördü birbirine sıkıca tutunmuştu. Harita parçaları, defter ve taş, hepsi birlikte parlıyordu. Şeyma Nur, taş tablete dokunduğunda eski yazıtlar yavaşça okunaklı hâle geldi:
“Dört kalp birleşirse, hazinenin gerçek gücü açığa çıkar.”
Sefa Nur, derin bir nefes aldı:
— Yani… biz dört kişiyiz. Birleşmezsek kimse a... Devamını Gör

Dört kız, küçüklükten beri ayrılmaz bir dostluğun halkalarıydı: Şeyma Nur , Beyza Nur , Sefa Nur ve Emine. Hepsi farklı karakterlere sahipti ama bu farklılıklar onları birbirine daha da sıkı bağlamıştı. Sefa Nur, grubun lideri gibiydi; gözü pek, biraz da asi ruhluydu. Şeyma Nur daha sakin, düşünceli, kitaplara sığınan bir yapısı vardı. Beyza Nur ... Devamını Gör

Hayatta severek okunan kitaptan ayrılma diye bir şey var. Öyle acı öyle zor gelir ki insana,aşk acısı gibidir. Sanki sevgilinizle vedalaşırmışcasına ayrılır elleriniz sayfalarından. Yapraklarının kokusunu son bir defa daha içinize çekmek istersiniz. Acaba sonu ne olacak diye iple çektiğiniz ve öğrendiğiniz kitap sizi yeni maceralara uğurlayacak ol... Devamını Gör

Rüzgar, bu sefer aceleyle poşeti aldığı gibi, Yağmur'un yanında gitti. Yağmur, Yusuf ile birlikte koltuğa oturmuş, boş duvarı izliyorlardı. Duvarda ilk gün gördükleri, pis leke hâlâ duruyordu. Bu lekeler patates kabuğundan kaynaklanıyordu. Patateslerin kabuğunu daha ince soyabilmek için, Yusuf, patatesleri duvara sürterek soymuştu. Oldukça çirkin b... Devamını Gör

Bazı insanlar vardır daha çok küçük yaşlarda şehirden şehire, ülkeden ülkeye gezmeye başlarlar. Bazıları 85 yaşındadır ne ülke görmüştür ne de başka bir şehir. Bazıları da benim gibi 23 yaşında ilk uçak, ilk tatil deneyimini yaşamıştır. Peki hangimiz geç kaldık, hangimiz bazı şeyleri erken yaşad... Devamını Gör

Bugün sokaklardan geçerken durumumu düşünme fırsatım oldu. Okuduğum okulu, geleceğimi, hayallerimi. Birer birer düşündüm tüm bunların hepsini. Ne için yaşarız? Daha doğru bir soru; ne için savaşırız tüm bu hayatın karmaşasıyla? Yaşamak bir savaştır kanımca. Herkesin savaşı farklıdır. Kimileri... Devamını Gör

İnsan için hayat macerası, beşik ile tabut arasındaki dar bir koridordan ibarettir. Yolun sonunda ise dehşetlerle dolu âhiret âlemi vardır.

Gaflet ile bakıldığında çok uzak, çok ötelerde zannedilen o âlem; aslında «yarın» kadar yakındır. Nitekim dün aramızda olan niceleri, bugün o yolculuğa başlamıştır.

Âyet-i kerîmede buyurulur:

يَٓا ... Devamını Gör

Erkekler küpe takıyor,hanımlar hızma takıyor.
Erkek saç uzatıyor,kadın saçını kazıtıyor.
Kadın pantolon giyiyor,erkek etek giyiyor.
Erkek pantolonla geziyor,kadın şortla geziyor.
Genç kızlar birbirlerine küfür ediyor.
Çocuk yaşta makyaj yapıyor,yetişkin kadın gibi görünmek istiyor.

Aynı cinslerde beraber yaşama sıradan hale geliyor.
... Devamını Gör

,,, Ben Senin Yaşadığın Gizli Bir Macerayım, Anlatılmaz Bir Roman Kapanmaz Bir Yarayım!..... Sığındığındığın Limanlar Unutturtamaz Beni!... Ben Senin Yüreğinde En Büyük FIRTINAYIM...!... Devamını Gör

Hesabı kesilmiş degilmi
Kapanmış defteri bu aşkın
Alacak verecek kalmamış
Herkes kendi yoluna gitmiş ve
Girmiş tarihin tozlu sayfasına çoktan
Aşk mı bu şimdi söylesene?
Olsaydı aşık bu maceracı
Hiç envanter muamelesi görürmüydü
Bilançosu çıkarılıp
Hesabı kesilir miydi bu aşk oyununun
Dünyalık çıkarlara dayanarak,
Nefsin gayyasına me... Devamını Gör

Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
Göğsümün içinde ateş var gibi

Bazı nur içinde, bazı sisteyim
Bazı beni seven bir göğüsteyim
Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
Her yere sokulan bir rüzgar gibi

Aşkım iki günlük iptilalardı
Hayatım tükenmez maceralardı
İçimde binlerce i... Devamını Gör

Deniz mavisi gözler, bulut gibi mas mavi
Kirpiklerinin arasında ona baktım
Gökyüzü aydınlanmaya başlamıştı heyhat
Ufukta ürkek bir kızıllık belirmişti.
Sanki yelkenlerini suya indirmiş görünüyordu
Güneşte tamamen yükselmişti
Pırıl pırıl o kadar güzel parlıyordu nur yüzü
Parlak güneş ışığından sanki.
Rahatsız olmuş gibi gözlerini kırpı... Devamını Gör

Bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek ... Devamını Gör

Ağlama ağlama gözlerim bakma sevdigine
Sus konuşma dilim anma adını hece hece
Sızlama yüreğim o gitti seni en derin karanlıklarda bırakıp gitti bilincsizce
Sen onu ölesiye severken o başka maceralara atildi
O senin onu sevdiğin kadar sevmedi sevgi nedir bilmedi
Güneş söndü ay parladı dolunay dönencesi
Yıldızlar birer birer döküldü gökyüzünde... Devamını Gör

bu şiirde iki göz var
biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
matem gözlerini terkediyorum biliyorum; saçlarının sarısı
gözlerinin yeşiline karışmış
biliyorum; sana benzemek için
melikeler birbiriyle yarışmış
fosforlu ve derin bakışlarına
çağlar boyu nice destanlar yazılmış
oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
gökleri kıskand... Devamını Gör

Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir;
Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere.
Dünyânın ... Devamını Gör